24 Aralık 2013 Salı

SADRAZAM LOKUMU


Uzun zamandır nette görüp te denemeye çekindiğim bu tarifi geçenlerde gittiğim bir yerde tatma fırsatım oldu. Küçük oğlum ayıla bayıla yiyince de deneme gereği duydum. Yapımı biraz zor gelebilir okuyunca ama çok çok kolay bir tarif.. Yemesi de bir o kadar güzel..



Keki için:

dört yumurta
bir bardak şeker
bir bardak un
bir çay kaşığı 
kabartma tozu

Kreması için:
üç bardak süt
iki kaşık un
iki kaşık nişasta
iki kaşık şeker
bir kaşık Hindistan cevizi
 
süslemek için:
Hindistan cevizi
süt
 
YAPILIŞI:
 
Kekini yapmadan önce fırını 200 dereceye ısıtalım.
Yumurtaları mikserle çırpalım.
Şekeri ekleyip şeker eriyene kadar çırpmaya devam edelim.
Şeker eriyince unu ve kabartma tozunu ekleyip çırpmaya devam edelim.
Yağlanmış ve unlanmış fırın tepsisine dökelim ve fırınlayalım.
on yada on beş dakikada pandispanya kekimiz hazır.
Tencerede tüm krema malzemelerini karıştırıp pişirelim.
Krema pişerken mutlaka karıştırmaya devam edelim.
Soğuyan kekimizi dikdörtgen şekilde parçalara ayıralım.
Her dikdörtgenine tam ortasından bölelim yani pasta yaparken arasına
 krema sürmek için açarız ya o şekilde.
Dikdörtgenlerin bir kenarına krema koyup sarma yapar gibi saralım.
Önce süte sonrada Hindistan cevizine batırıp servis yapalım.
Afiyet olsun..
 
 
 
 

pancar turşulu salata

 
 
 
Pancar turşusu yapılır da salatası yapılmaz mı hiç. Yeşil renge pancarın yada mor lahananın rengini çok yakıştırıyorum ben. Lahana eklediğim marul salatasını bir de pancar turşusu ile denedim. Salatada sirke tadı sevenlerin severek yiyecekleri bir salata..
 
MALZEMELER:
Marul
pancar turşusu
taze soğan
limon suyu
tuz
zeytin yağı
 
YAPILIŞI:
Marullar güzelce yıkanır ve sirkeli suda bekletilir.
Sirkede bekletilen marullar ince ince kıyılır.
Taze soğanlar da yıkanarak ince ince kıyılır.
Rendelenen pancar turşusu marul ve taze soğanla harmanlanır.
Yağı , tuzu ve limonu eklenerek servis yapılır.
Afiyet olsun..


KABAK SALATASI

 
 
 
 
Yine bir yaz sebzesiyle gündemdeyim. İlginçtir ama kışın yaz sebzeleri yazında kış sebzeleri tarifleri yapmayı seviyorum. Yada özlüyorum belki de mevsimi dışında sebzeleri ondandır belki de. Neyse özlem diyelim kısaca ve geçelim tarife. Bu arada tarife geçmeden açıklama gereği hissettim ; kabaklar yaz kabakları. Ben yazdan kabakları rendeleyip yada bazen kavurup dondurucuya atıyorum. Lazım olduğunda da çıkarıp kullanıyorum.
 
MALZEMELER:
İki orta boy kabak
sıvıyağ
Dört kaşık haşlanmış pirinç 
İki kaşık un
tuz
sarımsak
Bir kase kese yoğurdu
pul biber
karabiber
bir kase kıyılmış dereotu ve maydanoz
 
YAPILIŞI:
Kabakları soyarak yada soymadan tercihe kalmış tamamen ama
ben soymadan rendeliyorum.
Rendelediğimiz kabakları yağda pembeleşene kadar kavuralım.
Kavrulan kabaklara un ekleyelim.
Unu kokusu geçene kadar kavuralım.
Kavrulan malzemeleri soğuması için kenara alalım.
Sarımsakları ezip yoğurtla karıştıralım.
Soğuyan kabakları sarımsaklı yoğurtla birleştirelim.
Dereotu ve maydanozda ekleyip güzelce karıştıralım.
Servis tabağına aldığımız salatayı süsleyelim.
Afiyet olsun.


DOMATES ÇORBASI

 
 
 
 
 
 
 
Genellikle domates yaza özel bir yiyecek olmasına rağmen çorbasını kışın tercih ediyorum ben. Malum kışın yemek demek çorbayla eşanlama geliyor benim için. soğuk havalarda yenen bir kase çorba ziyafete bedeldir diye düşünüyorum. Tabii bu tamamı ile benim fikrim. Çorbayı yaz yada kış fark etmez tercih etmeyenlerde var ama yine de yemeklerden önce mide dostu diye düşünüyorum ben. Tabii çorbayı bu kadar çok seven biri her güne yapacak çorba çeşidi bulmakta zorlanmıyor değil hani.. O nedenle böyle yazdan hazırladığı yaz sebzelerini kışın çorba yapımında kullanıyor. Kışın yaptığım domates çorbasını yazdan hazırladığım şişe domateslerle yapıyorum. Daha sonra belki şişe domates hazırlamanın tarifini de paylaşırım. Yani kendim yaptığımda.. Bu kış domateslerim Manisa'dan  annemden geldi. Anne kokulu anne kokulu...  Ben yapmadığım için resimde yok bu nedenle daha önceki yaptığım yıllardan şişe domates yaparken fotoğraf çektiysem inşallah paylaşırım...
Gelelim şimdi tarife...
 
MALZEMELER:
2 bardak domates rendesi
sıvı yağ
tere yağı
tuz
1 kaşık salça
su(et yada tavuk suyu tercihim)
3 kaşık un
kaşar rendesi
 
YAPILIŞI:
Un tereyağında pembeleşene kadar kavrulur.
Ayrı bir kapta domates rendesi pişmeye bırakılır çok az sıvı yağ eklenerek.
İyice pişen domates rendesine salça eklenerek kavrulur.
Azar azar suyu ilave edilir.
Kıvamı tutturana kadar kavrulmuş un eklenir ve pişmeye bırakılır.
Un koyulaşana kadar pişirilir.
Tuzu eklenir.
Tercihe göre rondodan yada süzgeçten geçirilir.
Üzerine rende kaşar serpilerek sıcak sıcak servis edilir.
Afiyet olsun..
 
 
 

23 Aralık 2013 Pazartesi

PANCAR TURŞUSU

 
 
 

Çok sağlıklı bir besin olan pancarı nerdeyse her tarifte kullanıyorum ben. Kendini kullanamasam da suyunu kullanıyorum mutlaka. İlerleyen zamanlarda bol bol pancar tariflerine yer vereceğim inşallah. Çabuk ve hızlı turşu yapmak isteyenlerin mutlaka denemesini tavsiye ediyorum. Hem çok leziz hem de çok sağlıklı..



 
 
MALZEMELER:
Bir kilo pancar
sirke
limon tuzu
kaya tuzu
sarımsak
maydanoz
 
YAPILIŞI:
Pancarları soyup dilimleyin ve biraz haşlayın.
Çok haşlamayın çok yumuşak olurlar.
Limon tuzu, kaya tuzu ,sirke ile bir sos hazırlayın.
Sosun kıvamı sizin damak tadınıza göre olmalı.
Sirkeli sevenler sirkeyi çokça,
ekşi sevenlerde limon tuzunu yada limonu bolca kullansın.
Hazırladığımız sosun içine haşlanmış pancarları koyun.
Maydanoz saplarını ve soyulmuş sarımsakları ekleyin.
İki yada üç gün sonra turşunuz hazır.
Afiyet olsun..

EVDE MAYASIZ PEYNİR YAPIMI

 
 
 
 
 
 
Aslında bir tesadüf üzerine yaptım bu peyniri. Uzun süre bekleyen süt vardı buzdolabında. Dökmeye kıyamadım. Ne yapsam diye düşünürken aklıma çerkez peyniri de denilen bu peyniri yapmak geldi. Hem denemiş olacaktım hem de sütü dökmemiş olacaktım. Üstelik ben tulum peynirinden daha çok beyaz peynir tercih ediyorum. Beyaz peynirin tadını daha çok seviyorum.Aslında bu peynir daha çok miktarda sütle yapılıyor ama ben kendi yaptığım şekilde vereceğim tarifi. Vereceğim ölçülerle aşağıdaki resimlerde görüldüğü kadar peynir çıkıyor. Benim ilk denememdi. İlke göre fena sayılmaz. Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin.
 
 

 
 
MALZEMELER:
1 büyük kavanoz süt
(Benimki gibi ekşimiş olursa daha çabuk netice alınıyor)
1 fincan yoğurt
 
YAPILIŞI:
Süt tencereye alınır ve ısınmaya bırakılır.
Kaynamasına yakın zamanda yoğurt eklenir ve karıştırılır.
Kaynayana kadar karıştırmaya devam edilir.
Zaten kesilmeye başlayan süt peynir kalıplarına dönüşür.
Bir iki dakika daha kaynatılır ve ocak kapatılır.
Kesilen süt kendi halinde soğumaya bırakılır.
Soğuyunca süzgeç üzerine temiz bir bez serilerek süt süzülür.
Süzgecin altına temiz bir kap koyup;
peynir altı suyu buraya biriktirilebilir.
Daha sonra bu su ile lor yapılabilir.
İlerleyen zamanlarda lor tarifi de vereceğim.
İyice suyu süzülen peyniri keseye alıp sıkıca bağlayalım.
Üzerine ağırlık koyarak dört beş saat bekletelim.
Keseden çıkan peynir aynen resimlerdeki peynir görüntüsünde oluyor.
Bu arada tuzlu sevenler soğumasını beklerken tuz ekleyebilir.
Ben tuzsuz sevdiğimden hiç tuz eklemedim.
Afiyet olsun hanımlar...





15 Aralık 2013 Pazar

GÖZLEME


Malzemeler
 ısırgan otu
Pırasa
Lahana 
Taze soğan
Maydanoz 
Çökelek
Yufka
Sıvı yağ
Tuz

Yapılışı 
Isirgan otunu pirasayi ve lahanayi inci ince dograyin maydanoz ve cokelekle karistirin.
Yufkalari ikiye bolun ve ortasinda bir karis yere malzemeyi serpin kenarlarindan esit oranda katlayin ve hafif yagladiginiz tavaya yada saca pisirmek icin koyun yufkayi.Her iki tarafida pembelesinceye kadar pisirin ve dilimleyip servis yapin.
Afiyet olsun...




farenjit salgını

                       Havaların soğumaya başlamasıyla salgınlarda başladı. Hele şu günlerde çocuğu okula gidenker çok iyi bilir. Yüksek ateş , boğaz ağrısı , kulak ağrısı , iştahsızlık , halsizlik, yorgunluk ve buna benzer bir sürü şikayet. .. Evde basit önlemlerle bu şikayetlerin önüne geçilebilir ama bir kaç gunden fazla süren şikayetler de mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. ..
                         Boğaz enfeksiyonu rahatsızlık veren bir durumdur. Boğaz da buulunan lenflerin beyazlamak suretiyle oluşan iltihabı boğaz ağrısına ve boğaz kızarıklıklarina sebep olur. Farenjiti onlemek yada hafif geçirmek için basit önlemler alinabilir.
                        Evde yapabileceğimiz basit bir kaç uygulamadan bahsetmek istiyorum birazda. Bitki Çaylarını pek içimem ama her gün mutlaka bir çeşit bitki Çayı demlerim çocuklara. Tariflerini de vereceğim diğer yazılarımda. Adaçayı,  ıhlamur çayı, elma çayı, böğürtlen çayı, tarçınlı karanfilli yeşil çay, ekinezya ve benzeri bitki çayları demlenilebilir.
                         Göğüs ağrılarına ve soğuk algınlığına karşı her sabah kahvaltı da eritilmiş tereyağının içine pekmez ekleyip yenebilir.Hem bağışıklık sistemini destekler hemde güzel bir kahvaltı tabağı olur.
                           Bağışıklık Sistemini güçlendirmek için çitlembik yağına nane, reyhan ve biberiye konulup kahvaltı da yenebilir yada benim yaptığım gibi pekmez ve çitlembik yağını karıştırıp çocuklara şurup gibi veriyorum. Hatta inandırıcı olması için boş bir surup şişesine
bu kakarışımı doldurup veriyorum çocuklara.
                            Farenjitin genellikle ateşi çok yüksek oluyor. 40 derece ve üstünü çok görmüşümdür.. Böyle durumlarda ateş yükselmeye başladığında çocuğa sirke içiriyorum. Tabi çok zor oluyor ama ateşe birebir. Eğer sirke içirilemiyorsa çocuğun tüm vücuduna özellikle eklemlerine sürülmeli .
                              Bu durumda kulak Ağrısı da çok oluyor. Ben kulağa soğan suyu damlatiyorum bazen ama benim çocuklarım çok hassas olduğundan genellikle doktora gidiyoruz ama erken farkettiysem soğan suyu işe yarıyor gerçekten.
                              Tabi bu dönemde bol bol meyve tüketmek tede fayda var. Bir bardak sıcak suyun içine limon ve bal konularak içirilebilir. içilen çayın içine bir dilim zencefil atmakta iyi geliyor boğazı rahatlatır.
                                Buraya kadar yazılanlar tabir yerindeyse kocakarı ilacı yada alternatif Tıp  idi. Benim gibi çok ilaç kullanmayı sevmeyenlere idi. Bundan sonrası size kalmış. Sağlıklı hastalıksız günler. . Sağlıcakla kalın. .

9 Aralık 2013 Pazartesi

BAL KABAKLI BÖREK

Havaların soğumasıyla mevsimi gelen bal kabağı şifasını dağıtmaya başladı bile bize.. Kardeşim geçmiş olsuna geldi hafta sonu bana , gelirken de kocaman bir bal kabağını pay etmiş bana ve bir kaç arkadaşına.Tabi ben rahatsızlığımdan dolayı uğraşamadığım için en kolay nasıl değerlendiririm derken hem fırında  balkabağı tatlısı hemde börek çıkardım bir çırpı da...Tatlısından tuzlusundan her çeşidi yapılan bal kabağının bugün vermek istediğim çeşidi  de bir börek türü.. İster kendiniz açın ister hazır yufka ile yapın yemeye doyamacağınız bir börek.. 
Balkabağının da saymakla bitmez yararları vardır.çocuklarımız için besleyici ve vitaminli bir besin olan balkabağının çok tüketilmesinde fayda vardır.Bağırsak hareketlerini de hızlandıran bir yapıda olan balkabağı zayıflamak isteyenlere de önerilen bir besindir. İçerdiği vitamin ve mineraller nedeniyle sıkça tüketmemiz  gerekiyor.Tatlısı, puding,reçel,gözleme ,yemek ,börek ve daha sayamayacağım bir çok şeyi yapılan bal kabağının tam da zamanı şimdi.. Börek yapımı hem kolay hem de kısa sürüyor.Şimdiden kolay gelsin..


Malzemeler:

3 tane hazır yufka
3 su bardağı rendelenmiş bal kabağı
1 su bardağı kıyma
3 kuru soğan
Sıvı yağ
Karabiber
Tuz

Soğanı küçük küçük doğrayıp  kıymayı ile birlikte kavurup kabakları da ekleyelim.
Kabaklar biraz yumuşayıncaya kadar pişirelim.
Tuz ve karabiber ekleyip soğumaya bırakalım kabakları.
Yufkaları istediğimiz gibi keselim.
Bire bir karıştırdığımız su ve yağı yufkalara sürüp çok bekletmeden 
iç malzemeyi koyup börekleri saralım.
Yağlı kağıt serilmiş yada yağlanmış tepsiye sardığımız
börekleri dizelim.
Böreklerin üstüne kalan su ve yağ karışımından sürüp fırınlayalım.
Bu aşamada isterseniz yumurta sürebilirsiniz.
İsterseniz sardığımız börekleri dondurucu kabına koyup dondurucuya atabiliriz.
Pişirmek istediğimizde ister buzunu çözdürüp ister çözdürmeden 
tepsiye dizip hemen fırınlayabiliriz.
Buzlu bir şekilde fırınlarsak daha gevrek ve çok kabarıyorlar..
Afiyet olsun...





KIŞ ÇORBASI

Merhaba .Havaların ısınmaya başlaması ile sıcak çorbalar daha çok sofralarımızda yer almaya başladı. Bol vitaminli ve protein deposu bir tarif olan bu çorbaya evinizde ne varsa da ekleyebilirsiniz yani tamamiyle size ve sizin damak zevkinize kalmış her şey. içeriğindeki bazı malzemeleri çıkarıp daha farklı şeyler ekleyebilirsiniz.




Malzemeler:
Kurusoğan
Sarımsak
Patates
Kırmızı pancar
Havuç
1 kaşık un
Tereyağı
Sıvı yağ
Tuz
Tavuk
Tavuk suyu
Domates 
Biber
Süt
Kuru nane


Yapılışı

Soğan ve sarımsak doğranıp sıvı yağda kavrulur. Diğer sebzeler küp küp doğranır ve onlarda kavrulan soğan ve sarımsağa eklenir ve bir müddet hepsi birlikte kavrulur,  tuzu ve suyu eklenir.Suyu sebzelerin üzerini iki parmak geçecek şekilde koyarsak kıvamı daha kolay tuttururuz. Bu aşamada tavuk etlerini de ekleyelim ve tüm malzemeyi düdüklü tencereye alalım. Pancar geç  piştiği için 1 saat hatta biraz fazla pişirebiliriz. Pişen malzemeler blendırdan geçirilir. Başka bir yerde tereyaginda un ve nane kavrulur süt eklenerek çorbaya katılır. Bir iki taşım kaynayan çorba dinlendirilerek servis yapılır..Afiyet olsun...

8 Aralık 2013 Pazar

AMELiYAT

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.. İşten ayrılmam , çocukların hastalığı ve benim ameliyatım... Apar topar bir ameliyatın ardından haliyle dinlenmek bir o kadar uzun zaman aldı. Ama çok şükür iyiyim artık. ileri ki yazılarımda ameliyatın ayrıntılarından bahsedeceğim. O kadar çok tarif birikti ki deneyip te sizlerle paylaşmayı istediğim. Havaların soğumaya başlaması ile birlikte mutfağımıza giren malzemelerde değişti giyimimiz gibi. Yaz aylarının demir başları patlıcan , biber, kabak yerini çok farklı tatlara bıraktı. Pazar tezgahlarında karnabahar , kereviz ,  pırasa görür olduk artık. Tabi bu sebzelerle yapılan harika  tarifler.
Ben bir hayli zamandır yazmadığım için kışlık kıyafet degisiminden de bahsedemedim.Mevsimlik hırkalarin yerini kalın kazaklar aldı artık. Montlar bir bir döküldü dolaplardan. Kalın çoraplar , kadife pantolonlar, polar pijamalar...
Çocuklarımız için renk renk , cıvıl cıvıl atkı bere eldiven takımları. .. Renk renk hırkalar, renk renk kıyafetler. .. Kar da düşmeye başladı artık. Kardan adamlar yapılır, kayaklara gidilir, kar topu oynanır. ..Allah yardımcısı olsun evsizlerin inşallah. .
Sıcacık sobaların başında kestane keyiflerii... Tabi sobası olmayan bizim gibiler  farklı yontemlerle pişirir kestaneyi ama olsun yinede her mevsim gibi güzel bir kış daha.. Hadi bakalım hayırlısı. ..

8 Ekim 2013 Salı

YİNE YENİDEN EKİM

             Yine sonbahar... Yine yeni bir ay... Yine buğulu bir ekim... Hava soğuk mu sıcak mı ılık mı belli değil bir ay... Kalın mı giysek , ince mi; yoksa hırka mı alsak , mont mu dediğimiz anlardan biri..
            Hafta sonu çocuklarla dışarıya çıktık. Haftanın yorgunluğunu atalım , hem biraz hava alalım diye parka götürdük çocukları.. Güneş çok güzeldi , hava da ılık sayılırdı.. Normal mevsimliklerimizi giyip çıktık çıkmasına ama dışarısı bayram yeri gibiydi.. Mont giyenler , kısa kollu tercih edenler ve biz gibi mevsimlik ne ince ne kalın ama uzun giyimi tercih edenler.. Her tarzdan giyinen vardı. Mont giyenler terliyor , kısa kollu giyenler üşüyordu. Bize gelince ikindiye kadar sorun yok gibiydi ama ikindiden sonra üşümeye başladık.. Öyle ilginç bir mevsim yaşıyoruz şu sıralar..
            Kışlıkları mı giysek yazlık mı devam etsek bilemiyoruz. Mevsimlik giysek öğleye kadar ve öğleden sonra üşüyoruz öğleyin terliyoruz. Bizim gibi dört mevsimi de yaşayan yerler için ne yazık ki durum böyle..
            Geceleri desen ayrı bir sıkıntı.. yorgan örtsen terliyorsun ; battaniye örtsen üşüyorsun.. Hele ki çocuk varsa evde tam bir çile.. Ne giyse ya üşür ; ya terler.. Terlese hasta , üşüse yine hasta.. Bu mevsim hele ki bu ekim ayı biraz sıkıntılı geçecek gibi. Giydiğimize çok çok dikkat etmeliyiz..
            Bayram gelirken alış veriş telaşına düşenlerin işi de çok zor. Kazak mı baksak , gömlek mi.. Bot mu giysek , babet mi yoksa açık ayakkabı mı... Kadife mi tercih etmeliyiz pantolon seçiminde yoksa kottan yana mı kullanmalıyız tercihimizi... Çocuklara kıyafet alırken dikkat etmemiz gerekenleri bir iki madde ile sıralayayım size.. Uzun ama ince kıyafetler tercih edilmeli ve çok kalın olmayan hırkalar alınmalı.. Kapalı ama çok bunaltmayan ayakkabı tercih edilmeli.. Tabi bir tek çocuklar için değil. Bizim içinde durum böyle..
             Bu havalarda uzun ama çok kalın ve çok ince olmayan kıyafetlerle dışarı çıkmalı , yanımızda mutlaka hırka bulundurmalıyız.. Yoksa hastalıktan kurtulamayız.. Tam hastalık mevsimindeyiz.. Ne giyeceğimizi bilemediğimiz için ya terleyip hasta oluyoruz yada üşütüp hasta oluyoruz..
              Ama en önemlisi ne giyersek giyelim havamız yerinde olsun ve içimizdeki güneşi hiç söndürmeyelim ki bağışıklık sistemimiz güçlü olsun hastalılar bizden uzak ta olsun..

2 Ekim 2013 Çarşamba

AKŞAM YEMEKTE NE VAR?

Merhaba .Havaların ısınmaya başlaması ile sıcak çorbalar daha çok sofralarımızda yer almaya başladı. Bol vitaminli ve protein deposu bir tarif olan bu çorbaya evinizde ne varsa da ekleyebilirsiniz yani tamamiyle size ve sizin damak zevkinize kalmış her şey. içeriğindeki bazı malzemeleri çıkarıp daha farklı şeyler ekleyebilirsiniz.




Malzemeler:
Kurusoğan
Sarımsak
Patates
Kırmızı pancar
Havuç
1 kaşık un
Tereyağı
Sıvı yağ
Tuz
Tavuk
Tavuk suyu
Domates 
Biber
Süt
Kuru nane


Yapılışı

Soğan ve sarımsak doğranıp sıvı yağda kavrulur. Diğer sebzeler küp küp doğranır ve onlarda kavrulan soğan ve sarımsağa eklenir ve bir müddet hepsi birlikte kavrulur,  tuzu ve suyu eklenir.Suyu sebzelerin üzerini iki parmak geçecek şekilde koyarsak kıvamı daha kolay tuttururuz. Bu aşamada tavuk etlerini de ekleyelim ve tüm malzemeyi düdüklü tencereye alalım. Pancar geç  piştiği için 1 saat hatta biraz fazla pişirebiliriz. Pişen malzemeler blendırdan geçirilir. Başka bir yerde tereyaginda un ve nane kavrulur süt eklenerek çorbaya katılır. Bir iki taşım kaynayan çorba dinlendirilerek servis yapılır..Afiyet olsun...

1 Ekim 2013 Salı

İRMİK

           



                 Geçen akşam yorgun olarak Manisa'dan döndük. Sağ olsun Gamzecim bizi yemeğe davet etti. Müthiş yemeklerin ardından gelen kakaolu irmik tatlısı damağımızı tatlandırdığı gibi sohbetimizi de keyiflendirdi. İrmiğin hiç bilmediğim yönlerini konuştuk. Hoş sohbeti burda paylaşamıyorum ama irmikle ilgili kısa bir bilgi ve Gamzenin tatlısının tarifini vereceğim size.
               İrmik en sert buğdaydan yapılır.Makarnanın hammedesidir. Besin değeri yüksektir.Yemek ve tatlılarda kullanılır.Kan şekerini dengeler. Glisemik indeksi düşük olduğundan kana karışma hızı yavaştır bu nedenle diyabetliler ve insilün direnci yüksek olanlarda beyaz una göre tercih edilen besin olmalıdır.Hazmı kolay olduğundan bebek beslenmesinde tercih edilmelidir.Yüksek oranda B ve E vitamini içerir.protein ve karbondioksit değeri yüksektir. Enerji verir. Beyaz ekmek ve beyaz pirince göre daha besleyicidir.
               Besin değeri yüksek olduğu için bebek ve çocuk beslenmesinde önemli bir yere sahip olan irmiği diyet yapanlarda tercih etmelidir. Daha çok tatlılarda kullandığımız irmiği kıvam vermesi açısından çorbalara ekleyebiliriz.ayrıca irmiğin çorbasını ve mantısını da yapabiliriz. Ben bugün size kolay ve hafif bir tatlı olan Gamze Hanımın tatlı tarifini vereceğim ama en kısa zamanda mantı ve çorbasını da paylaşacağım.




Malzemeler:
1 kg. süt.
1 bardak şeker
1 bardak irmik
1 paket kakao


Yapılışı:
Tüm malzemeleri pişirin.
Tepsiye döküp soğuduktan sonra buzdolabında bekletin.
Dilimleyip servis yapın.
Afiyet olsun..


13 Eylül 2013 Cuma

DONDURMA




          Yaz aylarının vazgeçilmez hafif tatlılarından biridir dondurma..Yada bana göre tatlı atıştırmalığı...Çerez gibi yani.. Tatlı niyetine yemek biraz basit gibi geliyor çünkü..Aç karnına tok karnına fark etmez bana. Her türlüsünü sevmem ; ama Cunda adasında yediğim gibi sakız kokmalı sanki biraz...Ev yapımı dondurmalara bayılırım üstelik.. Birde ben yaptıysam şöyle bol cevizli yemeye doyum olmaz..
          Sağlıklı bir serinletici olan dondurma günümüzde yaz kış yenebiliyor artık. İçeriğindeki A , B , D vitaminleri , kalsiyum , yağ ,protein ve fosforca zengin bir gıda. 100 gramında 100-200 kalori var. İlk dondurmayı kim bulmuş derseniz tarihi Roma'ya kadar uzanıyor..
        Bu kadar dondurmadan bahsettikten sonra birde benim meşhur cevizli dondurmamın tarifini vermeden olmaz tabi..

Cevizli dondurma
1 kahve fincanı süt kaymağı
1 çay fincanı pişirilmiş salep (hazır olanlardan)
1 kahve fincanı şeker
1 çay fincanı süt
dövülmüş ceviz (tercihe göre ben 1 çay fincanı kullandım.)

Süt kaymağını krema kıvamına gelinceye kadar mikserle  çırpın. Diğer malzemeleri ekleyip karıştırmaya devam edin. Dondurucuya koyup ara ara karıştırarak dondurun. Afiyet olsun..


LAHANA

             

         Şu günlerde lahanayı tezgahlarda görmeye başladık artık.. Lahana denince bir çok kişinin aklına kapuska gelir ama nedense benim aklıma lahana sarması geliyor ; şöyle bol tereyağlı... Lahananın faydalarından bahsettikten sonra size bir de lahana sarması tarifi vereyim..
         Lahana B ,C , E vitaminleri , potasyum , demir , kalsiyum , kükürt , magnezyum gibi mineraller açısından zengindir. Lahana kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen bir madde içerir. Lahananın beyaz , kırmızı ve kara olarak türleri vardır.
Lahana vücut drencini arttırır.
Bağışıklığı güçlendirir.
Bazı kanser türlerini önler.
Mikrop öldürür.
Öksürüğü keser , balgam azaltır.
Astıma iyi gelir.
Kansızlığı önler.
İştah açıcıdır.
İdrar söktürür.
Kabızlığa iyi gelir.
Romatizma ve siyatik şikayetlerini azaltır.
Ülsere karşı koruyucu ve iyileştiricidir.
Kandaki yüksek şeker oranını azaltır.
Ses kısıklığına iyi gelir.
Göğüs ucundaki çatlaklara iyi gelir.
Sarılığa iyi gelir.
Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir.
Cilde canlılık verir.
Sivilceli cilde iyi gelir.
                 Lahananın turşusu , yemeği , salatası , sarması yapılarak yenebilir. Kürleri yapılarak tedavi amaçlı kullanılabilir. haşlanmış lahana suyu gribe , nezleye , öksürüğe iyi gelir.Lahana tohumları kurt düşürür.




Lahana salatası..

2 yaprak beyaz lahana.
1 domates.
3-4 dal maydanoz.
2 dal nane.
1 adet kırmızı soğan.
zeytin yağı.
limon.
nar ekşisi.

Tüm malzemeleri küçük parçalar halinde doğrayın ve karıştırın.Zeytinyağı , limon ve nar ekşisi ekleyip servis yapın..Afiyet olsun..



Lahanalı , bol şifalı günler...

KARANFİL

               Karanfil ağacından elde edilir. Karanfil ağacı 10-20 metre boyundadır.Karanfil ağacı dört mevsim yeşil kalır. Tomurcuklar ağaç yaprakları mor renge döndüğünde toplanıyor. Karanfilin 500-600 yıldır Çin'de tedavi edici olarak kullanıldığı söyleniyor. Ana vatanı Endonezya'dır. Tüm dünya mutfaklarında baharat olarak kullanılır.
Baharat olarak kullanılır.
Anti bakteriyel özelliği vardır.
Ağız kokusunu giderici , nefesi temiz tutma özelliğindedir.
Diş ve diş eti ağrılarına karşı lokal uyuşturucu olarak kullanılır.
Mikrop öldürücüdür.
Gaz söktürücüdür.
Uyarıcıdır.
Beden yorgunluğuna ve zihinsel yorgunluğa iyi gelir.
Kalbi kuvvetlendirir.
Hafızayı kuvvetlendirir.
İştah açıcıdır.
Bulantıyı ve kusmayı önler.
Ateş düşürücüdür.
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Öksürüğü keser.
Balgam söktürücüdür.
İshali keser.


HAYIRLI CUMALAR...


19 Ağustos 2013 Pazartesi

incir

         



             Dün arkadaşımın incir bahçesindeydik..Harika bir yerdi. Birgi'nin bir köyü..Dalından koparılıp yenilen incirin tadı bambaşka..Herkese tavsiyem mutlaka deneyin.Hem çok faydalı bir meyve hemde kuranda adı geçen meyvelerden biri.Sizin için inciri araştırdım biraz.
            İncir dutgiller familyasından doğu akdeniz ve güney asya topraklarında yetişen ekonomik değeri yüksek bir meyve. Dişi incir ve erkek incir diye çeşidi var. Erkek incir daha küçük boyutlara sahip ve meyvesi daha az oluyor. Dişi incir ise daha iri meyvelere sahip. İkisi aynı ağaçta bulunamıyor. Dişi incir ve erkek incir ağaçları ayrı. Tozlaşma için her iki incir ağacına da ihtiyaç var. Tozlaşmayı mazı adı verilen böcekler yapıyor. Dişi incir ağaçlarından oluşan bahçeye bir tane erkek incir dikilerek yada tozlaşma dönemi her dişi incir ağacına birkaç tane erkek incir meyvesi asılarak tozlaşma sağlanıyor. İncirin dünyadaki en büyüyk üreticisidir Türkiye'dir.
           İncir çok lifli bir besindir. Sindirim sistemine iyi gelir. İçeriğinde A , B1 , B2  , C vitaminleri yanı sıra sodyum , potasyum , demir , magnezyum , kalsiyum , fosfor gibi minerallerde vardır. Kuru incirde   omega-3 ve omega-6 yağ asitleri de vardır.İncir nezle , bronşit ve balgam söktürücüdür. Bedensel , zihinsel yorgunluğa , halsizliğe iyi gelir. Yüksek oranda antioksidan içeren incir yaşlanmaya karşıda bizi korur.






12 Ağustos 2013 Pazartesi

DİYETE BAŞLAYANLARA .....

             Evet...Ramazan , bayram ve ardından alınmış kilolarla baş başa kalmış ben...Aslında sadece ben değil sanırım çoğumuzda olabilecek bir durum...Oruç tutalım yada tutmayalım ramazanın bizde bıraktığı manevi doygunluk ve kilolar mutlaka var. Ramazana has o vazgeçilmez iftarlar mutlaka hepimizde kilolar bırakıyor. Hele bayramda vazgeçemediğimiz o tatlılar...
             Dikkat edenlerimiz için sıkıntı yok da edemeyenlerimiz... Çoktan diyet programları yapmış durumdayız. Acaba diyette nelere dikkat etmeliyiz? Sizin için kısa bir araştırma...

.Diyete başlarken kararlı olmalıyız. Hadi bu seferlik olsun , neyse bir dahakine daha dikkat ederim , ama ne yapayım dayanamadım gibi bahaneler bizi yerinde saydırır. Ne kadar karalı olursak vereceğimiz kilolar o kadar çok olur.

.Hep derler ya bol bol su diye. Evet bol
 bol suyun yanında çok az tuz tüketimi ; hatta hiç tuz kullanmamalıyız. Tuzu azalttığımız miktarda kilolardan kurtuluruz. Bana göre çok zor ama imkansız değil.. Bir deneyin derim.

.Hazır gıdalardan ne kadar uzaklaştık o kadar zayıfız.. Belki çoğumuz için zor ama olanaksız değil. Artık günümüzde diyet ürünlere bile yapay malzemeler eklenirken bunu söylemek zor tabi. Diyet yaparken açlığımızı bastırmak için diyet ürünler yerine doğallarını tercih etmeliyiz. Salatalık , şeftali , elma, hele şu günlerde karpuzu tercih etmeliyiz. Tabi bu meyveleri tüketmenin de sınırı olmalı. meyvenin besleyici özelliğinin unutulmaması gerek.

.Canınız çok sıkkın ve bir parça çikolatanın size iyi geleceğini düşünüyorsunuz.. Hiç vakit kaybetmeyin ağzınıza bir parça çikolatayı atıverin. Ama diyetim bozuldu deyip ne bulduysanız yemeye devam etmeyin. Bir parça çikolata size tabii ki kalori olarak dönecektir ama diyetinizin bozulduğu anlamına da gelmez. Bir parça çikolata yiyin ve diyete devam edin. Diyet yaptığınız dönem boyunca canınızın çektiği her şeyi tadın ama sadece tadın. Kaşık ucuyla , ufak bir parça yalayarak yada çatalınızın ucuyla ama kalorisi yüksek olan gıdaları tatmayı bile abartmayın.

.Arkadaşlarımıza yada yakınlarımıza diyet yaptığınızı söylerseniz yeme konusunda size ısrarcı olmadıklarını göreceksiniz. bizim toplumumuzda meşhurdur yeme konusunda ısrar etmek. Ama diyet programınız hakkında kısa bir bilgi verirseniz kimsenin size ısrar etmediğini göreceksiniz..

.Diyete başlamadan önce mutlaka bir hedefiniz olsun. Kaç kilo fazlalığınız var ; bunu ne kadar zamanda vereceğinize inanıyorsunuz ve nasıl bir yol seçtiniz. Bunlara karar verip başlarsanız işiniz biraz daha kolaylaşır. Hedeflerinizi belirlemek ; size ne kadar zamanda hedefinizin ne kadarına ulaştığınızı görmenize yardımcı olur.

.Herkesin kendi has özellikleri olduğu gibi ; herkesin kilo almasına sebep olan kişiye has gıdalar vardır. Kimi istediği kadar ekmek yer kilo almaz , kimi sadece ekmek yer formunu korur.Size neyin kilo aldırdığını tespit edebilirseniz  işiniz o kadar kolaylaşır. size kilo aldırdığını düşündüğünüz besinleri azaltarak kısa zamanda çok kilo verebilirsiniz.

.Size kilo aldırdığını düşündüğünüz ortamlardan , kişilerden ve zamanlardan uzak durun. Bazen arkadaş grubunda ne yediğimizin farkına varmayız yada televizyon karşısında ne kadar yediğimizi bilemeyiz. Bazen sıkıntılı anlarımızda çok yeriz.  Bu çok yediğimiz durumlardan uzaklaşırsak daha çabuk kilo verebiliriz..

.Mutlaka kahvaltı yapın ama yediklerinizin miktarını azaltın. Tabağınıza aldığınız yemek miktarını birden olmasa da yavaş yavaş azaltın.

.Spor yapın yada hareketlerinizi arttırın. Günde 25-30 dk. yürüyüş vücudun toparlamasında birebir. Yapabiliyorsanız egzersiz yapın. İlla pahalı bir spor salonuna gitmenize gerek yok. Evde de yapabileceğimiz egzersizler var.

        Eğlenceli ama bir o kadarda zor olan diyetinizin ilk günün de size kolay gelsin...

5 Ağustos 2013 Pazartesi

TERE

              Turpgiller familyasından kokulu bir bitkidir. Kumlu ve ıslak toprakları seven bir bitkidir. A ,C, E ,PP vitaminleri içer. İyot , fosfor , manganez , bakır gibi madensel tuzları barındırır.  Yaprakları salata olarak kullanılır. Vücuttaki yağ yakımını hızlandırır. Pişince acılaştığı için çiğ olarak yenir. Anavatanı Asya'dır. Vitamin açısından zengindir. Türkiye'nin her yerinde yetişir. Portakaldan çok C vitamini içerir. Sütten çok kalsiyum içerir. Kansere karşı iyi bir koruyucudur. Ispanaktan çok demir vardır içinde. faydalarına gelince say say bitmez...
DNA hasarlarını azaltarak hücrelere direnç kazandırıyor.
Kabızlığı giderir.
İştah açıcıdır.
Deri hastalıklarında kullanılır.
Dolaşım bozukluklarında yararlıdır.
Kronik bronşit , göğüs hastalıkları ve balgam sökmede kullanılır.
Öksürüğü keser.
Baş dönmesine iyi gelir.
Denge sağlamada yararlıdır.
Romatizmaya iyi gelir.
Kanı temizler.
Kansızlığı önler.
Yağ yakıcıdır.
Kansere karşı koruyucudur.
Sigaranın zararlarını önler.
Kan şekerini azaltır.
Bakterilerin oluşumunu engeller.
Bağırsak solucanlarını öldürür.
Tere suyuyla yıkanan saçlarda kepek olmaz ve saç dökülmesini önler.
Sabah içilen bir bardak tere suyu organizmayı harekete geçirir.
Soğan ve tere suyu karıştırılıp içilirse güzel bir ten sağlar.

ROKA

           Turpgiller familyasından yaprakları yenen bir bitkidir. Acımsı tadı vardır. Kokulu bir bitkidir.c vitamini açısından zengindir. Faydası çoktur. kalorisi düşük bir bitkidir. İçeriğinde minerallerle K ve P vitamini vardır. Yoğun miktarda A , C ve B vitamini içerir. Tiamin  ,riboflovin , niasin , pridoksin ve pantotenik asit açısından zengindir.
İştah açıcıdır.
Mideyi kuvvetlendirir.
Hazmı kolaylaştırır.
İdrar söktürür.
Karaciğere faydalıdır.
Karaciğer ağrılarını giderir.
Sarılığı önler.
Kanı temizler.
Vücuda kuvvet verir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Cinsel gücü ve isteği arttırır.
Öksürüğü keser.
Vücuttaki zararlı maddelerin atılmasında etkilidir.
Karında biriken suyu boşaltır.
Sıtma ateşini düşürür.
Eklem iltihaplarını giderir.
Dalak hastalıklarına faydalıdır.
Safrayı boşaltır.
İştah açıcı özelliği vardır.
Prostat , göğüs , kolon , yumurtalık ve rahim
kanserlerine karşı koruyucudur.
Antibakteriyal ve antiviral özelliktedir.
Çok iyi bir folik asit kaynağıdır.
Bağışıklığı kuvvetlendirir.


DEREOTU

                   Bilimsel adı :anethum graveolens olan dereotu maydanozgiller familyasından tek yıllık bir bitkidir. Anavatanı Avrupa'nın  güneyi ve Asya'nın batısıdır. Türkiye'de yabani olarak bulunduğu gibi kültür bitkisi olarak ta yetişir.
                   Kalsiyum , manganez , demir ve magnezyum mineralleri ile A ve C vitamini açısından zengindir. Kalorisi çok düşük olduğundan diyet yapanlarında favorisidir.
                   Bir çok faydası olan dereotu salatalarda ve yemeklerde taze olarak kullanılır...
Sindirim sorunlarına iyi gelir.
Mide kramplarına iyi gelir.
Mide ağrılarına iyi gelir.
Mide ülserini önleyici özelliği vardır.
Derotu yağı ; antispozmodik , gaz giderici ve hazmettiricidir.
Trigiliserid ve kolesterolü düşürür.
Kan şekerini düşürmeye yardımcıdır.
Toksinleri vücuttan atar. Özellikle sigara zararlarına karşı önerilen bir bitki.
Bazı mikropların gelişimini engelliyor.
Çocuklarda kolik tedavisinde yardımcıdır.
Ağız kokusunu giderir.
Öksürüğe iyi gelir.
Adet ağrılarını hafifletir.
İştah açar.
Böbrek hastalıklarına iyi gelir.
İdrar yolu hastalıklarını tedavi eder.
Uyku kalitesini arttırır.
Dereotu tohumlarından elde edilen yağ mantara karşı iyi gelir.

NANE...

              Ballıbabagillerden mentha cinsini oluşturan ve dünyanın her yerinde yetişen 25-30 türün ortak adıdır. Sağlık açısından son derece faydalıdır. Hoş kokuludur. Yetişme ortamı olarak nemli yerleri sever. temmuz ve ağustos aylarında çiçek açar.
             Faydaları saymakla bitmez..
İştah açar.
Strese iyi gelir.
Baş ağrısına birebirdir.
Sinirleri yatıştırır.
Vücudu rahatlatır.
Kalp çarpıntısını azaltır.
Bulantıyı keser.
Kusmayı önler.
mide ağrısına iyi gelir.
Mide yanmasına iyi gelir.
Ateşi düşürür.
Sindirim sistemine iyi gelir.
Mideyi rahatlatır.
Sindirimi kolaylaştırır.
Gaz söktürür.
Bağırsak kurtlarını düşürür.
Ülsere iyi gelir.
Grip ve soğuk algınlığına karşı iyi gelir.
Bronşite iyi gelir.
Öksürükte faydalıdır.
Diş ağrılarını geçirir.
Ağız kokusunu alır.
Anne sütünü arttırır.
Sinirleri yatıştırır.
             Nane salata ve yemeklerde kullanılır. Taze olarak kullanılabileceği gibi kurutulmuş olarak ta kullanılır. Yemeklere hem lezzet hem de görsellik katar. Yemeklerden sonra çayı hazmı kolaylaştırır. Nane suyuna bir miktar sirke katılıp içildiğinde iç kanamaları durdurur. Nane yapraklarında yapılan çay soğuk algınlığına iyi gelir. Nane yağı yanık lekelerinin giderilmesinde ve soğuktan oluşan şişliklerin tedavisinde kullanılır. Nane kaynatılıp buharı solunursa nefes açıcı ve rahatlatıcı bir özelliği vardır..

31 Temmuz 2013 Çarşamba

SADAKA-İ FITR

        Halk arasında fitre olarak bilinen ve ramazan ayının sonunda verilen her Müslümanın vermesi vacip olan mali bir ibadettir. İnsan bedeninin zekatı olarak kabul edilmiştir. Can sadakası veya beden sadakası da denir. Yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde ve bayram sevincini  onlarında yaşamasında önemli bir rol oynar.
        Zekat verebilecek olan herkes fitrede verir. Fakat zekatta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmaz. Ramazan ayı içinde yada ramazan bayramının ilk günü tan yerinin ağarmasıyla verilir.
       Fitrenin miktarı orta halli bir ailenin bir günlük yiyecek ihtiyacının karşılanmasının hedeflenmesidir. Gıda yardımı olacağı gibi hesaplanarak nakitte verilebilir.
       Zekat verilmesi caiz olan kimselere sadaka-i fıtr verilir. Zekat verilmesi caiz olmayan kimselere sadaka-i fıtr da verilmez.

ZEKAT

''Veren el alan elden hayırlıdır. Yardım etmeye , geçimini üstlendiğin kimselerden başla. Sadakanın hayırlısı , ihtiyaç fazlası maldan verilendir. Kim insanlardan bir şey istemezse , Allah onu kimseye muhtaç etmez. Kim de tok gözlü olursa , Allah onu zengin kılar.''(Buhari-Müslim)
      


       Zekat kelime anlamı olarak artma , çoğalma , arıtma , bereket , iyi hal ve övgü demektir. Dini olarak da belirli bir malın bir kısmının Allah rızası için muayyen kişilere verilmesidir. İslam'ın beş şartından biri olup mali bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Kuran'da bakara , hac , nur , mücadele ve müzzemmil surelerinde geçer. ''Namazı dosdoğru kılın , zekatı verin....'' ''Onların mallarından , kendilerini temizleyeceğin , arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çünkü senin duan onlara huzur verir. Allah işitendir , bilendir.''(Tövbe)
        Bir kimsenin zekat vermesi için ; Müslüman , hür , akıllı , buluğ çağına ermiş olması , borcundan ve ihtiyaçlarından fazla kazanç sağlayıcı nitelikte nisap( zekat , sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konulan bir zenginlik ölçüsüdür.) miktarı mala sahip olması gerekir.
        Nafaka , oturulan ev , ev eşyası , ihtiyaç duyulan elbise  , borç karşılığı mal, sanat ve mesleğe ait alet ve makinalar , binek taşıtları , ilim için edinilen kitaplar gibi eşyalar için zekat verilmez.
       Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekata tabi değildir. Altından yapılmış ziynet eşyaları 80.18 gr ve fazlası üzerinden  bir yıl geçmiş ise zekata tabidir.
       Borsada alınıp satılan hisse senetleri nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde kırkta bir oranında zekatı verilmesi gerekir.
        Ticaret malının zekatı hesaplanıp para olarak verilebileceği gibi kendi cinsinden  de verilebilir. Kar amacıyla alınıp satılan mallar yani ticaret mallarının ; 80.18  gr altın değerinin kırkta biri kadar zekat verilmelidir. Odun , kamış(şeker kamışı) ve ottan başka topraktan elde edilen her türlü ürünün nisap miktarına ulaşması halinde (650 kg) zekatı verilir.
      '' Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan infak edin...'' (Bakara)
      ''Çardaklı ve çardaksız üzüm bahçeleri , ürünleri çeşit çeşit hurmaları , ekinleri ,birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O'dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin. Devşirilip toplandığı günde zekat ve sadakasını verin , fakat israf etmeyin , çünkü Allah israf edenleri sevmez.''(Enam)
      ''Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak  mahsullerinde onda bir ; kova ile sulananlarda ise yirmide bir vardır.'' Hadis (Buhari)
       Zekat fakirler , düşkünler , esaretten kurtulacaklar , borçlu düşenler  ,Allah yolunda cihada koyulanlar , ilim tahsil edenler  ,yolda kalmış olanlar , zekat toplamakla görevlendirilen memurlar ve kalbleri islama ısındırılmak istenen kimselere zekat verilir.
       Zekat tevbe suresinin 60.ayetinde geçenler dışındakilere  verilmez. Ana , baba , büyükanne , büyük babaya , oğul , oğlun çocukları , kız , kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara , Müslüman olmayanlara , karı koca birbirine zekat veremez.

30 Temmuz 2013 Salı

KADİR GECESİ

  1.   بسم الله الرحمن الرحيم
    Bismillâhirrahmânirrahîm.
    Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla.


    إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ
    1. İnnê enzelnâhü fî leyletilkadri
    1. Doğrusu Biz, onu (Kurân'ı) Kadir gecesinde indirdik.

    وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ
    2.Ve mê edrâke mê leyletülkadri.
    2. Kadr gecesinin ne olduğunu bilir misin sen?

    لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ
    3. Leyletülkadri hayrun min elfi şehrin.
    3. Kadr (Kadir) gecesi; bin aydan daha hayırlıdır.

    تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ
    4. Tenezzelülmelêiketü verrûhu fîhê biizni rabbihim min külli emrin
    4. O gece Rab'lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner.

    سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ
    5. Selêmün hiye hattê matla’ıl fecri
    5. Artık o gece bir esenliktir gider. Tâ [ki] tan ağarana kadar.  

               Kur'an ın inmeye başladığı gece.... Kadr şeref , azamet demektir.Kadir suresinde bu geceden ve kadir gecesinin bin aydan hayırlı olup rahmet ve berekete vesile olduğundan ve insan ar için çok önemli bir gece olduğundan bahseder.
         Kadir gecesi tam olarak hangi gece olduğu bilinmiyor ama yirmi yedinci gece olduğu tahmin ediliyor.Efendimiz bu konuda ramazanın son on günü tek gecelerden biri olduğu üzerinde durmuş..
          Eskilerde derler ya her geleni hızır her geceyi kadir bil diye...
          Kadir gecesinde gök yüzü sakin , duru ve bulutsuz olur.Kadir gecesinin sabahı doğan güneş kızıldır ve yükselinceye kadar tabak gibi görünür.Denizlerin suyu tatlılaşır.Kadir gecesi köpek sesi duyulmaz diyen alimler de varmış.
         Çok önemli olan bu gecede azda olsa kur'an okunmalı , yatsı namazında kadir suresi okunmalı , ve az da olsa sadaka verilmeliymiş...
         Rabbim hepimize bu geceyi hakkıyla geçirmeyi nasip etsin inş...

29 Temmuz 2013 Pazartesi

MAYDANOZ

             ''Petroselinum crispum'' bilimsel adıyla tanınan maydanoz yemeklere ve salatalara tat ve görsellik vermenin yanında çayı , yağı , kürleriyle bir şifa kaynağı... Maydanozun içeriğinde C vitamini , K vitamini , A vitamini vardır. Kalorisi az bir bitkidir. Tarih boyunca maydonoz tohumları şişliğin önlenmesinde ve kolik ağrıları hafifletmede kullanılmış. Maydanoz kökü ve suyu idrar sökmede ve karaciğeri temizlemede ; maydanoz yağı ise bit ve parazitleri temizlemede kullanılmış. Maydanoz çayının faydaları ise safra ve böbrek taşlarının tedavisinde , vitamin takviyesinde , demir eksikliği tedavisinde , romatizma ağrılarını hafifletmede , diyabet ve kolon kanserine karşı korunmada , Çeşitli kanser türlerine karşı korunmada , Kalp hastalıklarına karşı korunmada , idrar söktürmede , vücudun su tutmasını önlemede , fazla suyun vücuttan atılmasında , adet dönemi ağrılarının hafiflemesinde , böbrek taşlarının vücuttan atılmasında , safra hastalıklarında , sindirime yardımcı olur , iyi bir antioksidandır ve yüksek oranda C vitamini içerir.
              Karaciğerin dostlarında biri olan maydanozun yapısında bulunan uçucu yağlar hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda tümör gelişimini durdurmuş. Bu bileşimler sigara dumanının yapmış olduğu tahribatı en aza seviyeye indirmiş. Maydanoz yağının kanın antioksidan özelliğini arttırdığını ve özellikle oksijen bazlı hücrelerde meydana gelen yapı bozukluğunu önlediği saptanmış. Maydanozda bol miktarda bulunan C vitamini serbest radikallerin neden olduğu ateroskleroz , kolon kanseri , diyabet , astım hastalıklarına karşı vücut direncini arttırır. İltihap önleyici özelliği ile osteo artrit  ve romatoid artrit tedaviisine yardımcı olur. İçerdiği folik asit ile kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu ve kalp krizi ,  inme gibi durumları önleyici olabilmektedir.
            Yemeklerle birlikte kullanıldığında yan etkisi yoktur. Yağı ve çayı kullanılmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır. Adet dönemi akışını uyardığından dolayı hamilelikte kullanılması önerilmez. Düzenli olarak maydanoz yağı tüketimi ; çarpıntı , baş ağrısı , baş dönmesi , denge kaybı , böbrek hasarı gibi yan etkilere neden olabilmektedir.
            Yazdığımız bu kadar faydadan sonra gelelim çay tarifine : kuru veya taze yapraklar kullanılır . Taze yapraklar tercih edilirse tadı daha güzel olur. 1 bardak çay için 2 çay kaşığı ince kıyılmış maydanoz yaprağı kaynamış suya atılır ve 5 dk. dinlendirilip süzülür. acı bir tadı vardır bu nedenle bal veya limonla tatlandırılabilir.
           
            

28 Temmuz 2013 Pazar

HURMA

             Hurma eşittir ramazan...Çoğumuz için durum böyle ama her zaman yenilmesi gereken bir meyve.. Palmiyegiller familyasından dekoratif yapraklı bir ağaç. Sıcağı ve güneşi seven soğuktan pek hoşlanmayan bir bitki. Çöl ikliminde yetişmesine rağmen Türkiye'de Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde yetişebiliyor.
            İnsan bünyesi için içinde her şeyi barındıran hurma bizim için bir şifa kaynağı adeta. Bir insan sadece hurma yiyerek yaşamını devam ettirebilir. İçinde yağ , vitamin , protein vb. bulunur. Zayıflamak isteyenler için iyi bir besindir. Her gün bir kaç tane hurma yemek vücut ve beyindeki hormonları düzenleyerek tokluk hissi oluşturur ve yeme alışkanlığı düzene girer. Oruçlu için iyi bir besindir çünkü acıkmayı durdurur ve tokluk hissi verir. Bağırsak hareketlerini düzene sokar. Beyin çalışmasına önemli etki ederek Psikolojik ve ruhi duruma etki ederek kişinin huzurunu sağlar. Hurmada bulunan şeker doğada ki şekerin en güzelidir. Bu nedenle bir kişi bir ay boyunca sadece hurma yiyip su içse vücudundaki birikmiş olan bir çok zehirden kurtulur. Her gün yenecek olan bir kaç tane hurma gereksiz yere yenen fazla yemek tüketimini azaltacaktır. Yapılan araştırmalara göre hamile kadınlar hurma yediği taktirde doğumları daha kolay olacaktır. Kur'an-ı Kerim'de Hz. Meryem'e hurma yemesi tavsiye edildiğini anlatıyor. ''Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Deki: 'Keşke bundan önce ölseydim de hafızalardan silinip unutuluverseydim.'' Altından bir ses ona seslendi : '' Hüzne kapılma RABB' in senin altında bir su arkı kılmıştır. Hurma dalını kendine doğru salla , üzerine henüz oluşmuş taze hurma dökülüversin. Artık ye , iç , gözün aydın olsun. (Meryem 23 - 26)Lohusa kadınlar içinde hurma iyi bir besindir. Zira efendimiz (SAV) '' Kadınlarınıza lohusa döneminde hurma yediriniz. Kim lohusalığında hurma yerse onun çocuğu akıllı ve ağırbaşlı olur. Çünkü hurma Hz. Meryem'in lohusalığındaki yiyeceği idi. Şayet lohusa için hurmadan daha iyi bir yiyecek olsa idi ALLAH (cc) onu Meryem'e ikram ederdi.''
               Efendimiz hurma ağacı için : ''Halanız olan hurma ağacına saygı gösteriniz. Çünkü ilk hurma ağacı ADEM aleyhisselamın çamuru artıklarında yaratıldı'' diyor. Hurma insana en yakın ağacın meyvesi olarak tanımlanıyor bazı kesimlerce. Doğumu , ölümü , yaşamı tıpkı insanlar gibiymiş.. Dişisiyle erkeğiyle incinen kalbiyle insana benzermiş...
               Efendimiz başka bir hadisinde ''İçinde hurma bulunan ev halkı aç kalmaz'' diyor. Manevi olarak ta sağlığımız içinde hurma önemli bir meyve...

24 Temmuz 2013 Çarşamba

BAKLİYATLARDAKİ GÜVELENME VE BÖCEKLENME İÇİN...

         Yaz dönemi çoğumuzun kabusu olmuştur güveler , böcekler yada kurtçuklar...Çok sinir bozucu bir durum olmasına rağmen böcekler içinde yaşam hakkı kaçınılmaz gerçek...Ege , Akdeniz ve Marmara da yaşayanlar içinde ne yazık ki başa gelen bir durum. Pirinç , bulgur , mercimek , fasulye , nohut gibi bakliyatlar ısı ve nemin etkisiyle böcekleniyor yaz mevsiminde. İhtiyaç kadar  almak iyi ama bazen de stoklamak gerekiyor. Tabi stok çok olunca onları korumakta zorlaşıyor. Annemden kalan yöntemler yanında nette biraz araştırma da yaptım ve bunları paylaşmak istiyorum.
       Kuru bakliyatları iki üç gün tepsiye koyup havalandırmak gerekiyor. Havalandırma işleminin sonunda güzelce kurulanmış pet şişelerin dibine bir avuç tuz koyup bakliyatları eklemek. Pet şişelerin kapağı sıkıca kapatılacak ki hava almasın. Bunun yanında cam kavanozlarda saklayanlarda var. Hatta sıcak bölgelerde bakliyatları bez torbalara koyup saklıyorlar. Tabi bez torbaların dolaplarda görüntüsü çok güzel olmuyor  ama iyi bir saklama yöntemi. Bu arada tuzun yanında kabın içine bir iki diş sarımsak koyanlarda var. Unu saklarken de un kavanozuna  bir iki yaprak defne yaprağı koymak gerekiyormuş. Adaçayının da bakliyatları koruma da işe yaradığını okumuştum. Bakliyatları sakladığımız kaba biraz adaçayı eklersek böceklenmeyi önlüyormuş.
       Yazın kuruttuğumuz biber , patlıcan , fasulye gibi gıdaları da kuruduktan sonra bol tuzla hazırladığımız suya daldırıp tekrar kurutalım ve bez torbalarda asarak saklayalım.
        Saklamadan başlamışken yeni aldığımız kahveyi kavanoza koyup içine bir iki tane kesme şeker atarsak tazeliğini uzun süre korumasını sağlarız. Aynı şekilde bisküvi kutusuna da bir iki tane kesme şeker koyarak bisküvilerin bayatlamasını engelleyebiliriz.
        Ev hanımlığı zor meslek bayanlar hepimize kolay gelsin...

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Yedinci iftar menüsü

 
 
 
 
Kestirme çorbası
 

 
Kolay mantı

 
közlenmiş patlıcan

 
Fırın sütlaç