28 Şubat 2015 Cumartesi

HAŞHAŞLI PANKEK



HAŞHAŞLI PANKEK


Şeker tüketiminin artması ile beraber şeker her öğüne ve her yemeğe girmeye başladı. Sadece tatlılarda değil her türlü tarifte şeker kullanılıyor. Pankek de bu değişik lezzetlerden biri. Her ne kadar bizim damak zevkimize çok uymasa da (ki malum biz geleneksel beslenme tarzına göre yaşamayı seven bir milletiz bu nedenle önce tuzlu ardından tatlı yeriz ya.) Türk mutfağında özellikle de kahvaltılarda yer etmeye başladı. Artık otellerde ki kahvaltılarda bile pankek özel bir yere sahip. Bu nedenle bende değişik pankek tarifleri vereceğim size ara ara. Bu günkü tarifte biraz değişik bir pankek. Gelin hep birlikte bakalım tarife.


Malzemeler:


  • Haşhaş bir fincan kadar
  • Önce kavrulmuş ardından haşlanmış bir fincan kadar irmik
  • Bir çay bardağı süt
  • Bir yumurta
  • Bir fincan şeker tercihe göre arttırılabilir ya da azaltılabilir
  • Aldığı kadar un bir fincan kadar
  • Bir çay kaşığı kadar kabartma tozu
  • Bir kaşık yağ


Yapılışı:


Tüm malzemeyi karıştırıyoruz biraz yoğun akışkan bir hamur elde ediyoruz. Çok az yağladığımız (ya da hiç yağlamaya da biliriz) pankek tavasına iki yemek kaşığı kadar hamurdan döküyoruz ve her iki tarafı da kızarana kadar pişiriyoruz. Tercihe göre çikolata sos, çilek, muz ya da istediğiniz her hangi bir meyve ile süslüyoruz.


Afiyet ve sağlıkla…

25 Şubat 2015 Çarşamba

TUZLU PANKEK



TUZLU PANKEK


Hadi bakalım pankek yapmaya son gaz devam… Hızımı alamadım ve tatlılardan sonra tuzlu pankek lezzetlerle devam ediyorum. Pankek severlere ki özellikle tatlı pankek sevenler için biraz tuhaf olacak ama bana daha sıcak ve yakın bir tat geldi tuzlu pankek. Daha krep gibi ya da akıtmatımsı bir tarif oldu. Tek farkı şekil ve görüntü olarak pankek tat olarak da tamamen akıtma ya da krep. Ama ne olursa olsun (şekle takılmamak gerek) süper bir lezzet olduğu (bana göre) kesin. Özellikle benim büyük oğlumun ayıla bayıla yediği bir tarif bu… Değişik sunumlar için de farklı bir lezzet oluşturuyor.


Aslında yapımı sizi çok şaşırtmayacak çünkü diğer pankeklerden hiçbir farkı yok aslında bu sefer görüntü de aynın ama tamamen tat farklı hele ki tuzlu seviyorsanız tamamen zıt olacak.


Malzemeler:


  • Bir yumurta
  • Bir bardak süt
  • Bir çay kaşığı kabartma tozu
  • Bir çay kaşığı tuz
  • Aldığı kadar un (unun miktarı hamurun kıvamına göre değişkenlik gösterecektir. Bu nedenle unu azar azar ve yavaş yavaş eklemeliyiz.)


Yapılışı:


Yumurta iyice çırpılır. Süt eklenir ve çırpmaya devam edilir. Kabartma tozu, tuz ve un yavaş yavaş eklenir ve krep hamurundan biraz daha kalın bir hamur elde edilir. Pankek tavasına birer kaşık olarak dökülerek tuzlu pankekler pişirilir.


Afiyet ve sağlıkla…

24 Şubat 2015 Salı

ZEYTİNLİ DEREOTLU KURABİYE



ZEYTİNLİ DEREOTLU KURABİYE


malzemeleri


Bir su bardağı doğranmış siyah zeytin


Bir bağ kıyılmış dereotu


İki yumurta


Bir su bardağı lor


Bir su bardağı sıvı yağ tercihen ay çiçek yağı ya da zeytin yağı


Bir tutam tuz


Bir paket kabartma tozu


Aldığı kadar un


Yapılışı


Bir yumurtayı bütün kıralım ve ikinci yumurtanın sadece beyazını kullanalım. Yumurta ay çiçek yağı ve loru karıştıralım. Homojen bir karışım elde ettiğimizde tuz ve kabartma tozunu ekleyelim. Tuz ve kabartma tozu ile de çırpmaya devam edelim ve dereotu ile zeytinleri ekledikten sonra bir defa karıştıralım ve aldığı kadar unu ekleyip kulak memesi kıvamında bir kurabiye hamuru elde edelim. Hamurdan ceviz büyüklüğünde yada tamamen size kalmış istediğiniz büyüklükte parçalar koparıp yuvarlayalım tepsiye dizelim. Ben tepsiyi yağlamadım. Çok yağlı olma ihtimaline karşı siz de yağlamayabilirsiniz. Tüm hamuru kurabiye şekline getirdikten sonra kurabiyelerin üzerine yumurta sarısı sürün ve önceden ısıtılmış iki yüz derece fırına yerleştirin. Fırın ilk on on beş dakika iki yüz derecede kalsın daha sonra ısısını yüz seksen ya da yüz yetmişe düşürebilirsiniz. Kurabiyelerin rengi kızarınca fırından çıkarın ve dinlendirin. Kurabiyelerin renginin koyuluğu tamamen sizin zevkinize kalmış. Kokulu güzel bir poğaça tarifi verdim bugün size. Hem çok farklı hem de değişik lezzetlere açık olanlar için farklı bir tarif.


Afiyet ve sağlıkla inşşaallah…


 

23 Şubat 2015 Pazartesi

ÇİLEK SUYU



ÇİLEK SUYU


Çilek mevsimi gelmişken çilekli tariflere yer vermesek olmaz her halde. Çilekli dondurma, çilekli süt, çilek reçeli, çilekli kurabiye, çilekli kek, çilekli turta, oooo say da say bitmiyor. Çilek maşallah değdiği her yeri lezzetlendiriyor da lezzetlendiriyor. Ben de eminim her anne gibi doğal olmayan her şeye karşıyım ve her ne yaparsam yapayım ev yapımı olsun istiyorum. Bu nedenle sabah kahvaltılık içecek ya da akşam yemeklerinin yanında lezzetlenmek ve yemekten sonra bu sıcak yaz akşamlarında serinlemek için tatlı çilek suyu veya çilek şurubu tarifi vereceğim bu gün. Serin serin baymayan tadı ile içmesi çok hoş oluyor. mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum.


Malzemeler:


  • Bir kilo çilek
  • İki bardak şeker
  • Temiz arıtılmış su


Yapılışı:


Çilekler iyice ayıklanır ve bir güzel tertemiz yıkanır. İsteğe göre küçük parçalara ayrılabilir. Ben genellikle yerken de küçük parçalar tercih ettiğim için daha çabuk haşlanması açısından minik minik doğruyorum. Küçük parçalar halinde doğranan çileklerin üzerine şeker ilave edilir ve suyu da konularak kaynamaya bırakılır. Tercihe göre çok tatlı sevenler şeker miktarını arttırabilir ya da şekerli sevilmiyor daha az tatlı bir lezzet olsun isteniyorsa şeker miktarı azaltılabilir. Aynı şekilde su miktarı da tercihe göre ayarlanabilir. Kaynamaya başlayan çileklerin altı kısılır ve yumuşayıncaya kadar pişirilir. Pişen çilekler rondodan geçilerek içilir.


 Afiyet ve sağlıkla…

21 Şubat 2015 Cumartesi

BADEMLİ PANKEK



BADEMLİ PANKEK


Pankek sezonu açılmışken değişik tatlar denemesem olmaz dedim ve nerede ise her çeşidi tek tek denemeye başladım. Farklı tatları yapı olarak da çok seven biri olduğum için denemesi de gayet eğlenceli oldu benim için. Malum küçük yerlerde yaşayanlar çok iyi bilir her şeyi bulmak öyle çok kolay değildir. Hele ki bazen esnaf tuhaf tuhaf yüzüne bakar insanın işte böyle zamanlar daha bir yalnız ve çaresiz hissedersiniz kendinizi. Ama belki böylesi daha da iyi oluyordur bazen çünkü yaratıcılığınızı sonuna kadar kullanıyorsunuz bu durumlarda. İşte badem ununu keşfetmemde böyle malzeme eksikliği bir zamana denk geliyor. Ve bu konuda yine bana iş düşüyor. Badem unu yapımını anlattım koyu rengin üzerine tıklarsanız nasıl yapıldığını öğrenebilirsiniz. Biz gelelim asıl tarife ve ben anlatmaya başlayayım.


Malzemeler:


  • Bir fincan pudra şekeri (tat kısmı tamamen tercih meselesi olduğu için azalma ya da arttırma yapabilirsiniz.
  • Bir yumurta
  • Bir çay bardağı süt
  • Bir çay kaşığı kabartma tozu
  • Bir çay bardağı badem unu
  • Bir fincan un (tam buğday unu ya da beyaz un kullanılabilir ama beyaz un daha çok yakıştı bana göre)
  • Bir yemek kaşığı yağ
     
    Yapılışı:
    Yumurta ve pudra şekerini çırpalım. Süt, yağ ve diğer malzemeleri ekleyip akışkan bir hamur elde edelim ve pankek tavasını ister yağlayıp ister yağlamadan pankekleri pişirelim afiyet olsun.

20 Şubat 2015 Cuma

EVDE BADEM UNU YAPILIŞI



EV YAPIMI BADEM UNU


Aslında daha önceki yazımda da bahsetmiştim ya küçük yerlerin dezavantajı olduğu kadar avantajı da olmuyor değil hani. Badem unu bulmak gerçekten çok zor zor olmasına ama güzel tarafı tamamen oluşturuculuğum ön plana çıktı ve vay be ben neler de düşünebiliyormuşum dedirtti kendime… Gerçekten bazen oturup yapmak o şeyi bulmaktan daha kolay olabiliyor. Zaten internet sayesinde kocaman bir bilgi birikimimiz var elimizin altında ki bu da çok hafife alınacak küçümsenir bir konu da değil. Gelelim ev yapımı ya da evdeki imkanlarla badem unu yapımına.


Malzemeler:


  • Yapılacak  miktar kadar badem


Yapılışı:


İstediğiniz kadar bademi kaynayan suyun içine atın ve on beş yirmi dakika bekletin. Bademlerin durumuna göre bazen daha fazlada bekletilebiliyor. Zaten ilk on beş dakikada bademlerin kabukları atmaya başlayacaktır. Bademlerin kabuklarını elinizle soyun. İki parmağınızın arasına alınan bademin kabuğu kolayca çıkacaktır. Bu şekilde kabukları çıkmış bademlerin suyu geçsin nemi kaybolsun diye kağıt havlu veya mutfak bezinin üzerinde dinlenmeye bırakın. On dakika yetiyor ama ben yine de yarım saat filan bekletiyorum çünkü iyice kuruduğunda işim daha kolay oluyor. İyice suyu geçen ve kuruyan bademleri mutfak robotu ya da rondo yardımı ile eziyoruz. Aslında bu kadar kolay badem ununuz hazırdır istediğiniz tatlı ve kurabiyelerde kullanabilirsiniz. Afiyet olsun…


Afiyet ve sağlıkla inşallah…


 

17 Şubat 2015 Salı

KEDİ DİLLİ PASTA



KEDİ DİLLİ PASTA


Yapımı kolay ve eğlenceli bir pasta. Ani gelen bir misafire ne yapsam diye düşünüyoruz çoğu zaman. Evde her şey olmasına da gerek yok. Kedi dili bisküvi olsun hazır pasta kreması ve süsleme için her tür malzeme olsun yeterli. Her tür malzeme dediğime bakmayın siz süsleme de tek bir malzeme olsun yeter.


Bazen bana arkadaşlarım on dakikaya sendeyiz diyorlar. Ya da bir kahve içimi uğrayalım sana diyorlar. Genelde ev yapımı yemeklerden hoşlanan ben ev yapımı atıştırmalıkları tercih ederim hep ama bazen de hazır malzemelerden kendim yaparım. İşte bu tarifte hazır malzemelerden evde yapılan harika bir yaş pasta. İster kahve yanında olsun; ister çayla beraber hoş bir tadı var. Yapımı da çok kolay. Hadi bakalım başlayalım yapmaya.


Malzemeler:


  • Bir paket kedi dili bisküvi
  • Bir paket hazır pasta kreması
  • İki su bardağı süt (kedi dili bisküvileri ıslatmak için)
  • Süsleme için Hindistan cevizi
  • Bir fincan kadar damla çikolata
  • Süsleme için değişik pasta süsleri şeker ve çikolatalar kullanılabilir.


Yapılışı:


Kedi dili bisküvileri süt ile ıslatalım ve uygun bir kaba dizelim. Ben baton kek kalıbı kullandım. Pasta kremasını üzerindeki tarife uygun olarak hazırlayalım. Bir sıra kedi dili bisküvi bir sıra pasta kreması olarak hazırlayalım ve biraz donduktan sonra ters çevirip krema ve Hindistan cevizi ile süsleyelim.


Afiyet ve sağlıkla…

16 Şubat 2015 Pazartesi

MISIR UNLU SARDALYE BALIĞI KIZARTMASI



MISIR UNLU SARDALYE BALIĞI KIZARTMASI


Sardalye balığının faydalarından daha önceki yazımda bahsetmiştim. Hem küçük balık olması hem de içerdiği vitamin ve protein açısından çok zengin olması nedeni ile sardalye balığının faydaları saymakla bitmez. Bu nedenle çok tüketilmeli diye düşünüyorum.


Damak tadı herkeste farklı olduğu için her zaman bloğumda değişik damak tatlarına hitap eden tarifler vermek istiyorum. Bugün ki tarifimde geleneksel bir tarif olan bildiğimiz balık kızartması tarifi…


Geleneksel bir tarif diyorum çünkü balık pişirmenin en kolay ve en lezzetli biçimini anlatacağım size. Tabi birazda benden bir şeyler kattım ve balıkları daha da lezzetleştirdim.


Malzemeler:


  •  Bir kilo sardalye balığı
  • Mısır unu
  • Tuz
  • Karabiber
  • Zeytinyağı
  • Servis için bol salata, soğan


Yapılışı:


İyice temizlenmiş ve kılçıkları çıkarılmış sardalye balıklarını güzelce yıkayalım. İyice yıkanmış ve suları süzülmüş balıkları tuz ve karabiber ile ovalım. Tuz ve karabiberlenmiş balıkları bir müddet; on beş yirmi dakika bekletelim.


Tuz ve karabiber ile bekletilmiş sardalye balıklarını mısır ununa bulayalım ve müddette mısır ununa bulanmış bir şekilde bekletelim.


On on beş dakika mısır ununda bekletilmiş sardalye balıklarının fazla mısır unlarını temizleyelim ve az zeytinyağı konulmuş kızgın tavada pişirelim.


Her iki yönü de kızarana kadar pişirelim balıkları. Pişen balıkları bol salata ile servis yapalım.


Afiyet ve sağlıkla…


 

SARDALYE BALIĞININ FAYDALARI



SARDALYE BALIĞININ FAYDALARI


Balık sağlıklı bir yiyecektir. Her balığın bizim vücudumuza kattığı birçok sağlık ve güzellik vardır. Özellikle küçük balıkların sağlığımız için yararları saymakla bitmez. Büyük balıklara göre daha az oranda ağır metal içerdikleri için daha çok tercih edilmesini öneriyor uzmanlar. Sardalye balığı da sağlıklı balık türlerinden biridir. Yüksek besin değerine sahip olan sardalye balığı insan sağlığını olumlu yönde etkilemektedir. Sardalye balığı vitamin ve mineral deposudur denilebilir. Sardalyenin içinde önemli oranda protein vardır. Proteinde vücudumuzdaki hücrelerin yapım ve onarımında gereklidir. Sardalye balığı omega 3 yağ asitlerini de içerir. Omega 3 yağ asitleri kalbi korumada ve kalp sağlığı için tüketilmesi gereken bir yağ asidi çeşididir. Omega 3 yağ asitleri iyi kolestrolün yükselmesine yardımcıdır. Aynı zamanda omega 3 yağ asitleri kırışıklıkları önleyerek cilt güzelliğini sağlarlar.


Sardalye balığı kanseri önlemede önemli bir yere sahiptir diyor uzmanlar. Uzmanlara göre sardalye balığı yemek eklem iltihabı gibi iltihabik durumlardan bizi koruyor ve daha sağlıklı eklemlere sahip olmamızı sağlıyor. Omega 3 yağ asitleri aynı zamanda beyin fonksiyonlarını arttırmaya yardımcı oluyor.


Sardalye balığı D vitamini, B12 vitamini, kalsiyum, fosfor açısından oldukça zengindir. Buda demek oluyor ki sardalye balığı kemik sağlığına, sinir sistemine, kemik erimesine karşı vücudun savaşına, böbreğin iyi çalışma yeteneğine katkıda bulunur. Düşük kalorili olan bu besini mevsiminde tüketmek yararımıza olacaktır.


Afiyet ve sağlıkla inşallah…


 

15 Şubat 2015 Pazar

YAĞ DEYİP GEÇMEMELİ



YAĞ DEYİP GEÇMEMELİ


Vücudumuz için gerekli birçok vitamin, mineral, protein vardır. Biz genellikle eksikliğini hissetmesek de protein kadar karbonhidratta olmazsa olmazdır hücrelerimiz için. Yağlarda vücudumuz için çok gereklidir. Bize enerji verir ve bazı vitaminlerin eriyip vücut tarafından kullanılmasını sağlar. Yağlar çok miktarda tüketildiği zaman zararlı olabileceği gibi tüketilmediği durumlarda da yine aynı şekilde zararlı olabilmektedir. Vücudumuz için gerekli yağları mutlaka yağ çeşitleri arasından dengeli ve eşit şekilde almalıyız. Ne fazla ne de eksik olmalı tüketeceğimiz yağ miktarı. İhtiyacımız kadar alınan yağ vücut için yararlı olurken ihtiyaç fazlası alınan yağ ve ihtiyacın altında alınan yağ bizim için zararlıdır. İhtiyacımızdan daha fazla miktarda aldığımız yağ vücut tarafından depolanır ve bu da bize kilo olarak yansır. Yine aynı şeklide yediğimiz birçok besin aslında vücudumuz tarafından yağ olarak depolanır. Bu da şu demek oluyor ki zaten vücudumuzda yağ bulunuyor. İhtiyacımız olan yani hücrelerin kullandığı yağ vücutta mevcut. Bir de biz ekstra olarak dışarıdan fazla fazla yağ alırsak vücudumuz mecburen yağın fazlasını karaciğerde depolar ve bu da bize fazla kilo olarak geri döner.


Yağlar bitkisel ve hayvansal yağlar olarak ikiye ayrılır. Bitkisel yağların Ayçiçek yağı, zeytinyağı, mısır yağı, kanola yağı,  fındık yağı, pamuk yağı gibi çeşitleri vardır. Hayvansal yağlar ise iç yağı, tereyağı gibi daha katı yağlardır. Her yağın mutlaka bir yararı olduğu için biz tüm yağları da ihtiyaç oranında tüketmeliyiz.

KUVARS TAŞI NASIL ARINDIRILMALIDIR; KUVARS TAŞI NASIL TEMİZLENMELİDİR



KUVARS TAŞI NASIL ARINDIRILMALIDIR; KUVARS TAŞI NASIL TEMİZLENMELİDİR


Kuvars taşının özelliklerini ve tedavi amaçlı kullanım alanlarını daha önceki yazımda anlatmıştım. Bir de kuvars kristal taşını kullanırken ve kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler var. Bu yazımda da kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum. İlk aldığımız kuvars taşı hangi amaçla kullanılacaksa kullanılsın mutlaka önce arındırılmalı ve temizlenmelidir. Bunun içinde ilk defa satın alınan kuvars taşı mutlaka bir gece toprağa gömülerek negatif enerjilerden temizlenmeli ve arındırılmalıdır ve daha sonra kullanılmaya başlanmalıdır. Temizlenmiş olan kristalinize başkalarının dokunmasına izin vermeyin. İlk takıldığında bazı insanlarda baş ağrısı olabilmektedir. Böyle durumlarda kristal bir müddet çıkarılmalı ve vücut alıştıktan sonra takılmalıdır.


Kuvars kristal taşı ilk alındığı haftalarda toplayacağı negatif enerjilerden temizlenmesi amacı ile her gün suyun altına tutularak temizlenmelidir. Bu işlem ilk alındığından itibaren on ile on beş gün arası sürekli yapılmalıdır. Daha sonra ki dönemlerde kullanım durumuna ve kullanım süresine göre iki ile üç hafta ara ile suyun altına tutulur ve böylece arındırılmış yani temizlenmiş olur.


Kuvars taşı temizlenmeden kullanılırsa (ki bu neredeyse tüm doğal taşlar için geçerlidir) bu taş size yarardan çok zarar verir. Negatif enerji ile yüklenmiş olan taş sizin tüm auranızın enerjisini olumsuz hale getirir.


Pembe kuvars evliliklerde mutluluk ve ilişkilerde huzur anlamına gelir. Aşk ve sevgiyi çekmek için kulanılır…

12 Şubat 2015 Perşembe

KUVARS TAŞI VE ÖZELLİKLERİ



KUVARS TAŞI VE ÖZELLİKLERİ


Saf SiO2 (silisyum dioksit) kristallerinin özel adıdır. Kuvars taşı içindeki yabancı maddelerin oranına ve cinsine göre yarı saydam, saydam ya da renkli durumdadır. Kuvars bozunmaya en dayanıklı mineraldir. Daha çok kumlarda bulunan kuvarsın saf hallerinden biri olan beyaz kum cam yapımında kullanılır. Kuvars türleri:


saydam ya da renkli dağ kristali olan necef taşı


sarı renkli olan sitrin


yeşil renkli olan kloritli kuvars


kahverengi dumanlı kuvars


portakal renginde medeira sitrini


kan renginde yemani


içeriğinde mika olan kırmızı renkli yıldız taşı yani, aventurin


menekşe renkli ametist ya da mor necef


pembe renkli hematoyit kuvars


rutil iğnelere sahip Venüs saçı


amyant lifleri içeren kedi gözü


camsı bir parlaklığa sahiptir. Ateş uyumlu olduğu unsurdur. Karın, kalp, alın ve taç şakraları ile uyumludur. Yengeç, koç, boğa, balık ve kova uyumlu olduğu burçlardır. Erkek kuvarsın içi berraktır. Dişi kuvarsın ise içi beyaz dumanlıdır. Genelde her ikisi de bir arada bulunur.


Kuvars taşları; tedavi ediciliği en yüksek olan taşlardandır. Telefon, bilgisayar gibi teknolojik aletlerden yayılan radyasyonu toplar. Beyin fonksiyonlarını uyarır ve çevredeki negatif enerjiyi yok ederek pozitif enerjiyi toplar.


Kolye olarak takıldığında çevreden gelen negatif enerjilerden kişiyi korur. Pozitif insanlar arasında görünür olarak takılan kuvars kristali kolyesi kişilerden gelen pozitif enerjiyi içinde toplar.


 


 

DEKORASYON 2



DEKORASYON 2


Değişen zamanla birlikte evlerimizin düzeni, duruşu, eşyaları da değişmeye başladı. Her yıl yenisi düzenlenen modanın artık her gün yenisi çıkmaya başladı. Sabahtan ayrı bir moda çeşidi öğleden sonra demode oluyor artık. Daha önceden modadan bahsederken geçen yılların çizgileri derdik oysa günümüzde geçen haftanın rengi ya da geçen haftanın tarzı diyoruz. Hal böyle iken yani moda bu kadar hızlı değişirken evlerimizin de aynı moda tarzında uzun zaman kalması beklenemez. Bu durumda her geçen dakika yenilenen modaya uymak ve evlerimizi uydurmak zorunda hissetmeliyiz kendimizi. Değişen zamana ve mekana uygun modayı takip etmenin vakti çoktan geldi de geçiyor bile. Zamana uygun tarzda yenilenen modanın yeni yüzü ve modanın yeni tarzı modern renklerden geçiyor artık.  Evlerimizi daha çok beyaz ve beyaza ya da açığa çalan renklerde dekore ediyoruz. Beyaz ve şaşalı koltuklar ya da açık renk koltuk döşemeleri göze çarpıyor artık evlerimizde. Salonların ve yemek odalarının vazgeçilmezi mobilyalar da beyaz ya da açık renk artık. Yemek odalarında kullanılan sandalye ve oturma alanlarında mobilya ve kumaşın vazgeçilmez ortaklığı kullanılıyor. Daha bir modern görünüm sağlayan kumaş ve mobilyanın uyumu nerede ise evin her bölümünde kullanılır oldu. Ve bu modern tarzda ki moda renklerini yakalamak için illa da bir iç dekorasyon uzmanına gerek yok artık. Kendinizde bu çizgiyi yakalayabilirsiniz.

11 Şubat 2015 Çarşamba

DEKORASYON 1

DEKORASYON 1
Ev dekorasyonu tahmin ettiğiniz kadar da zor değil aslında.. Bayanların eğlenerek ve keyifle yaptıkları bir ev içi etkinlik. Bir ev hanımı sabah uyanıyor ve günlük rutin ev temizliğini yapıyor. Ve temizliğin yanı sıra ev içi ufak tefek değişikliklerle kendince düzenleme yaparken işin uzmanlarınca küçük bir ev dekorasyonu yapıyor aslında. İşin içine evde yapılacak küçük değiştirmeler girince ev dekorasyon ürünleri giriyor sahneye. Hanımların vazgeçilmesi, beylerin en büyük derdi: alış veriş.


Perdeden, halıya, koltuktan, masaya her şey evimizi güzelleştiren dekorasyon ürünlerinden. 2013 ün kendinden emin sade ve açık renk modasından ziyade 2014 te biraz daha masum renklerin yanında havalı bir o kadar da ışıltılı renkler moda olacak gibi. Perdelerdeki koyu şaşanın yanında bu seneye daha yumuşak renkler damgasını vuracak gibi duruyor. Halılarda da geometrik desenlerin yerini daha sade ve klasik desenler alacak diye düşünüyorum.


Tabi sadelikten yana olanlar yine çizgisini değiştirmeyecektir. Modayı takip etmek  yerine  kendi zevklerini uygulayacaklar evlerinde. Sadeliği takip eden 2014 yeniliklerini alıp; şaşalı yenilikleri göz ardı edeceklerdir.


Mobilyalardaki iriliklerde gözümden kaçmadı değil bu sene. Kibar, her eve hitap eden minyon koltuklar yerine daha iri devasa koltuklar görünüyor gibi vitrinlerde. Yani bu sene de odalar daralacak gibi sanki.


Ama her ne olursa olsun minik, küçük, ufak, kibar, minyon evleriniz de olsa huzurlu bir yuvanız olsun.2015 te moda her ne olursa olsun huzurun modası evlerinizin baş misafiri olsun inşallah…


 

10 Şubat 2015 Salı

ÇOCUKLARLA YAPILABİLECEK ETKİNLİKLER 1



ÇOCUKLARLA YAPILABİLECEK ETKİNLİKLER 1


Gelen on beş tatil nedeni ile yemek paylaşmak yerine çocuklarımızla yapabileceğimiz etkinlikleri paylaşmanın daha uygun olacağını düşündüm ve bununla ilgili yazılar yazmaya karar verdim.


Verilen tatil ödevleri ve tatil kitapları haricinde boş vaktiniz kalıyorsa eğer her güne yapacağınız bir etkinlik sizin imdadınıza koşabilir.


Özellikle küçük yaş grubu çocuğu olan arkadaşlar bu etkinlikleri rahatlıkla kullanabilirler. Malum küçük yaş çocuklar çok çabuk yorulup hemen sıkıldıkları için onlara kısa zaman alan ve uğraştırmayan etkinlikler yaptırmak yerinde olacaktır. Bu nedenle seçilen etkinlikler çok önemlidir.


Mesela birlikte kurabiye yapabilirsiniz ya da kurabiye kalıplarını kullanarak farklı tatlarda ve farklı şekillerde bisküvi yapılabilir. Mesela tuzlu kurabiye, tatlı kurabiye, tarçınlı kurabiye, muzlu kurabiye, çilekli kurabiye, portakallı kurabiye gibi sizin de oluşturabileceğiniz farklı lezzetlerde ve farklı şekillerde bisküvi ve kurabiye yapıp pişirebilirsiniz ve daha sonra şekillerine göre ya da tatlarına göre onları gruplandırabilirsiniz. Hem böylece çocuklarımızın sınıflandırma becerileri artar hem de onların ince motor becerilerine destek sağlamış oluruz. İnşallah daha sonraki günlerde bu konuda yeni tarifler veririm size. Ama şimdilik normal kurabiye tariflerine tarçın, portakal, limon, muz, çilek reçeli ya da benzer malzemeler ekleyerek değişik tatlar elde edebilirsiniz. Sınıflama etkinliği bitince de çocuklarınızla kurabiye saati yapıp yaptıklarınızı büyük bir iştahla yersiniz. Şimdilik benden bu kadar…


Afiyet ve sağlıkla inşallah…


 


 

8 Şubat 2015 Pazar

AMETİST VE ÖZELLİKLERİ



AMETİST VE ÖZELLİKLERİ


Mor renkli bir tür kuvars olan ametist şifa olarak kullanılan doğal taş türlerindendir. Eski yunandan adını alan ametist taşının anlamı sarhoşluktan sahibini koruyan manasına gelir. Eski yunanda bu taşı takanları sarhoşluktan koruduğuna inanılırmış.


Aşırı ısıda rengi sarıya dönen ametistin bir çeşidi olan sitrin ya da dumanlı kuvars yanmış bir tür ametisttir. Değerli taşların popülerlerinden biri olan ametist kristali genellikle mücevher yapımında kullanılır. Ametistin en değerli olanı kırmızı parıltılara sahip koyu menekşe renkli Sibiryalı çeşididir. Eski zamanlarda ametist bekaret ve dindarlığın sembolüydü. Bu nedenle halen bir çok piskopos ametist kristalli yüzük takar.


Ametist kristali doğal taşı şubat ayının doğum taşıdır ve koç, yay, balık ve kova takımyıldızları ile bağdaştırılmışlardır. Tibet’te ametist taşı kutsal sayılır. Ametist eski dönemlerde en değerli taşlar listesindeydi.


Kuvars kristalinin mor ya da menekşe renklisi olan ametist migren ve baş ağrılarına, alerjiye, göz ve kalp hastalıklarına iyi gelir.


Kişideki fazla elektrik yükünü toplayarak beyin gücünü yükseltir.


Ortamdaki olumsuz enerjileri toplayarak pozitif enerjiye çevirir.


Takıntılı düşüncelerden kişiyi arındırarak yatıştırıcı bir etki oluşumu sağlar.


Uykusuzluğa iyi gelir. Özellikle uykusuzluk sorunu yaşayanlar gece yatmadan önce ametist taşını bir müddet avuçlarında tutarak ya da yastıklarının altına koyarak daha rahat bir uykuya dalma süreci yaşarlar. Aynı zamanda kabus görmeyi engeller.


 

AMETİST KRİSTALİ TAŞI ÖZELLİKLERİ VE AMETİST KRİSTALİ TAŞININ ARINDIRILMASI VE TEMİZLENMESİ



AMETİST KRİSTALİ TAŞI ÖZELLİKLERİ VE AMETİST KRİSTALİ TAŞININ ARINDIRILMASI VE TEMİZLENMESİ


Ametist taşı mor yakut ya da mor necef olarak bilinirdi eskiden. Şimdilerde taş meraklıları içinse tedavi amaçlı olarak kullanılıyor. Enerji yüklü bir taş olmasından dolayı kişiyi canlandırıcı bir etkiye sahip olan ametist taşını sürekli üzerimizde taşıyabiliriz. Yaydığı enerjiden dolayı düşmanların arasında bile olsak pozitif bir enerji alacağımız kesin. Huzur verici bir enerjiye sahip olan bu taşı yanımızdan ayırmamakta faydalı bizim için.


Pembe kuvars ile kullanıldığında kalbi korur ve aklı güçlendirir.


Karar verme yeteneğini güçlendirerek iç huzuru sağlar.


Cilt hastalıklarında etkilidir.


Ametist taşı manevi dünyaya açılan üçüncü gözün simgesidir. Bu nedenle ruhun taşı da denir ona. Sinir sistemini etkileyerek kişide denge ve iç huzur sağlar.


Yoğun iş temposundan başını kaşıyamayanlar için ametist taşı zihinsel yorgunluğu almada birebirdir.


Ametist kristali taşınızı ilk aldığınızda mutlaka önce temizlemelisiniz. Bunun nedeni ise daha önce ametist kristali taşına farklı insanların temasından dolayı taşın enerji yükünün karışık olmasıdır. Farklı farklı insanlar dokunduğu için ametist kristali taşı şifadan çok bize zarara olarak geri döner. Bu nedenle ametist kristali taşını ilk aldığımızda negatif enerjiden arındırmak için her gün akan suyun altında temizlemek gerek. Bu arındırma işlemini iki hafta yapmalıyız. Daha sonra da iki üç haftada bi,r normal sıcaklıktaki suyun içinde güneş görecek şekilde ya da toprağa gömerek sekiz saat kadar bekletmeliyiz.


 

5 Şubat 2015 Perşembe

ZEYTİNLİ DEREOTLU KURABİYE



ZEYTİNLİ DEREOTLU KURABİYE


malzemeleri


Bir su bardağı doğranmış siyah zeytin


Bir bağ kıyılmış dereotu


İki yumurta


Bir su bardağı lor


Bir su bardağı sıvı yağ tercihen ay çiçek yağı ya da zeytin yağı


Bir tutam tuz


Bir paket kabartma tozu


Aldığı kadar un


Yapılışı


Bir yumurtayı bütün kıralım ve ikinci yumurtanın sadece beyazını kullanalım. Yumurta ay çiçek yağı ve loru karıştıralım. Homojen bir karışım elde ettiğimizde tuz ve kabartma tozunu ekleyelim. Tuz ve kabartma tozu ile de çırpmaya devam edelim ve dereotu ile zeytinleri ekledikten sonra bir defa karıştıralım ve aldığı kadar unu ekleyip kulak memesi kıvamında bir kurabiye hamuru elde edelim. Hamurdan ceviz büyüklüğünde yada tamamen size kalmış istediğiniz büyüklükte parçalar koparıp yuvarlayalım tepsiye dizelim. Ben tepsiyi yağlamadım. Çok yağlı olma ihtimaline karşı siz de yağlamayabilirsiniz. Tüm hamuru kurabiye şekline getirdikten sonra kurabiyelerin üzerine yumurta sarısı sürün ve önceden ısıtılmış iki yüz derece fırına yerleştirin. Fırın ilk on on beş dakika iki yüz derecede kalsın daha sonra ısısını yüz seksen ya da yüz yetmişe düşürebilirsiniz. Kurabiyelerin rengi kızarınca fırından çıkarın ve dinlendirin. Kurabiyelerin renginin koyuluğu tamamen sizin zevkinize kalmış. Kokulu güzel bir poğaça tarifi verdim bugün size. Hem çok farklı hem de değişik lezzetlere açık olanlar için farklı bir tarif.


Afiyet ve sağlıkla inşşaallah…


 

BALKABAKLI MÜCVER


BALKABAKLI MÜCVER

Balkabağının yararları saymakla bitmiyor. Ama balkabağı denilince benim aklıma belki sizin de ilk aklınıza gelen balkabağı tatlısı oluyor. Tabi balkabağı tatlısı da adı üstünde şeker ile yapıldığı için ne kadar sağlıklı olur tartışılır. Balkabaklı börek te çok lezzetli olur ama ne yazık ki börekte de yufka var… Hoş benim vereceğim tarifte kızartma olacak ama bunu fırında da yapabilirsiniz aynı lezzet olmasa da…

Ben de kendimce bir tarif buldum diyelim ve geçelim balkabaklı mücvere.

Malzemeler:

  • Rendelenmiş bir su bardağı balkabağı
  • İnce ince doğranmış yarım demet dereotu
  • İnce ince doğranmış yarım demet taze soğan
  • İnce ince doğranmış bir tutam nane
  • İki yumurta
  • Tuz
  • Karabiber
  • Aldığı kadar un
  • Bir çay kaşığı karbonat
  • Sıvı yağ

Yapılışı:

Un haricinde tüm malzemeleri karıştırma kabına sıra ile alalım. Önce yumurtaları çırpalım ardından yumurtaya tuz, karabiber ve karbonat ekleyelim. Balkabağı, dereotu, nane ve taze soğanları koyup güzelce karıştıralım ev azar azar un ilave ederek akışkan bir hamur elde edene kadar çırpalım.

Önceden ısıttığımız tavaya sıvı yağ ekleyelim. Belirtmeden geçemeyeceğim zeytinyağı kullanırsak daha lezzetli oluyor. Kaşık yardımı ile önceden kızdırılmış yağa hamurdan ceviz büyüklüğünde hamurlar alıp kaşığın tersi ile yaydıralım ve her tarafı kızarana kadar pişirelim. Yoğurt ile servis yapalım.

Afiyet şifa olsun inşallah…

3 Şubat 2015 Salı

FIRINDA PATATESLİ KUZU KAPAMA


FIRINDA PATATESLİ KUZU KAPAMA

Kuzu etini ailece yemememize ve tadından çok hoşlanmamamıza rağmen bir market alış verişimizde denk geldi. Nasip oldu aldık ve hemen o gün pişirip denedik. Eşim tabi yine yemedi ama biz çocuklarla tabir yerinde ise ayıla bayıla yedik. Şimdi ben kendime de bu olaydan pay çıkarmak istiyorum: yapan güzel olunca yiyen severek yermiş… Şaka bir tarafa bende bu kadar ummuyordum ama çok şükür güzel oldu. Gelelim yapımına:

Malzemeler:

  • Bir kilo kuzu kapama
  • İki tane patates
  • Üç dört adet küçük boy soğan
  • Bir kaşık salça
  • Bir bardak su
  • Tuz
  • Kekik
  • Karabiber
  • Kimyon

Yapılışı:

 Patatesler güzelce soyulur ve etlerle orantılı büyüklükte dilimlenir. Aynı şekilde soğanlarda soyularak çok büyükse parçalanır. Tüm malzeme karıştırma kabına alınır ve tuz, kekik, kimyon ve karabiberin bir kısmı malzemelerle birlikte harmanlanır. Karışan tüm malzemeler fırın kabına alınır ve 200-250 derecede altı üstü kızarana kadar pişirilir. Her tarafı nar gibi kızaran malzemelere bir bardak suda ezilmiş bir kaşık salça ve kalan baharatlar karıştırılarak fırın kabının her tarafına eşit oranda dökülür.15-20 dakika kadar daha pişirilen etler fırından çıkarılır ve biraz dinlendirildikten sonra sıcak olarak servis yapılır.

Servis önerisi olarak yanında beyaz pilav ve bol salata ile harika olur.

Afiyet şifa olsun inşallah…

 

KIŞ SEBZELERİ



KIŞ SEBZELERİ


Kışın beslenme konusunda daha bir titiz davranırız ama çoğu zamanda ne pişireceğimizi bilemeyiz. Yemek programları ya da yemek dergilerini karıştırır dururuz bir yemek yapmadan önce. Tabi çoğumuz yeterli bilgiye sahip olmayınca işin içinden çıkamayız bazen. Ne pişirsem den ziyade acaba hangisi daha sağlıklı demek daha mantıklı ama bu defa da daha da karmaşıklaşır her şey. Bu nedenle ben biraz işinizi kolaylaştırmak biraz da araştırmalarımı paylaşmak için bu konu hakkında yazmaya karar verdim bugün. Kış sebzeleri denildiğinde benim aklıma ilk gelen karnabahar oluyor nedense. Bunu kereviz, lahana ve ıspanak takip ediyor. Tabi birde benim için kış sebzelerinin olmazsa olmazı pazı ve kırmızı pancarda var. Pazının değişik yemekleri yapıldığı gibi çorbası, sarması ve salatası da yapılabiliyor. Yani pazı başlı başına bir mutfak malzemesi aslında. Kırmızı pancarı ben hem tatlı da hem çorbada hem de yemekte kullanıyorum. Fırsat buldukça hepsinin tariflerini vereceğim inşallah. Kış meyveleri denildiğinde ise nedendir bilmem havuç geliyor. Ayrıca kış meyvelerinden olmazsa olmaz bir de ayvamız vardır. Ayva severler için kışın olmazsa olmazdır. Elma var, portakal, mandalina var. Kış tatlılarında ise bal kabağı geliyor aklıma. Şimdi bu sebze ve meyvelerin yararı ve ne işe yaradıkları hakkında meraklanmışsınızdır. Bunun için linki tıklayabilirsiniz. Hepsini ayrıntı olarak yazdım.


Afiyet ve sağlıkla…

KİTAP



KİTAP


Kitap en iyi dosttur derlerdi biz çocukken büyüklerimiz. Doğruluğunu halen kaybetmeyen ve kaybetmeyecek olan çok doğru bir söz gerçekten. Ama tabi küçükken alışkanlık haline getirmeyenler için büyüdüklerinde okuması çok ağır bir yük oluyor. Okumayı sevmiyorum diyenimiz her ne kadar az olsa da bu azınlık kesim okumaya başladığı anda büyük bir zevk alarak okuyor. Yani okumanın hem yaşı yok hem de kişiler arası farkı yok. Mutlaka her insanın zevkine göre tadına vararak okuyacağı bir tür var. İşte bu noktada herkes kendi zevkine uygun okuyabileceği kitabı zaman içinde rahatlıkla tespit edebilir. Ama bu hemen farkedilebileceği gibi çok uzun zaman da alabilir. Bu nedenle çocuklarımız çok küçük yaşlardan itibaren kitapla ve okuma ile tanıştırılmalı. Çocuk okumayı hayatının bir parçası olarak görmeli ve hissetmeli. Zaten dinimizde bize ilk onu emretmiyor mu : oku…


Çocuk kitapları seçilirken kitabın kapak tasarımına, malzemesine ve sağlamlığına ilk olarak bakılmalı. Daha sonra çocuğun yaşına göre de kitapta bulunan resim ve yazı boyutuna dikkat edilmeli. Anlam bakımından kitapta bulunan hikaye ve resimler arasında sıkı bir ilişki olup olmadığına bakılmalı. Siz okurken çocuk resimlerden olayı takip edebilmeli ya da kendisi okuyorsa okuduğu sayfanın resmine bakıp hayallere dalabilmeli. Kitaplar çocukların hayal dünyası için su kadar önemli. Bu nedenle çocuklarımıza okuma sevdirilmeli.


Sağlık, afiyet ve kitaplarla…

1 Şubat 2015 Pazar

PEKMEZLİ TAHİNLİ ÇITIR


PEKMEZLİ TAHİNLİ ÇITIR

Herkese merhaba…

Daha önce bu tarifin şekerli olanını vermiştim sizlere şimdide daha diyet daha sağlıklı ve daha hafif olanını vermek istiyorum. Evet pekmezli tahinli çıtırlar… Tarif her şeyi ile aynı ama fark sadece şeker yerine pekmez kullanmamda. Tarif aynı ama sadece şeker yerine pekmez kullanıyoruz. Tabi içinde şeker olmayacağı için tarifteki ceviz içi miktarını arttırmalısınız. Ben şekerli olan tariften pekmezli olan tarifi daha çok beğeniyorum. Hem daha lezzetli hem de daha hafif geliyor bana ama tabi yine de her ne olursa olsun sonuçta tatlı sınıfında olan bir tarif olduğundan tüketilirken dikkatli olunmalı diyorum. Şimdide gelelim malzemelere ve tarife.

Malzemeler

  • Tahin
  • Pekmez
  • Ceviz içi
  • Baklavalık yufka

Yapılışı:

Tahin ve pekmezi sabah kahvaltıda yaptığımız kıvamda karıştırıyoruz. Tabi yine tercih tamamen sizin zevkiniz. Çünkü ne kadar tatlı sevdiğiniz ile ilgili olduğu için ben ölçü vermiyorum. Ölçü tamamen sizin damak zevkiniz. Tahin ve pekmezi karıştırdıktan sonra tezgaha serdiğimiz baklavalık yufkaya sürüyoruz ve üzerine bir yufka daha seriyoruz ve tekrar tahin ve pekmez karışımından sürüp ceviz serpiyoruz. Baklavalık yufkayı bir ucundan( ki dar olan tarafı değil de uzun olan tarafından sararsanız daha ince olur.) sarmaya başlıyoruz. Sardığımız tatlıları birer santim kalınlığında keserek yağlı kağıt serilmiş tepsiye diziyoruz. Önceden ısıtılmış fırında on ila on beş dakika pişiriyoruz.

Afiyet ve sağlıkla…

NOHUTLU BÖREK


NOHUTLU BÖREK

Benim için anane böreği... Biz çocukken ananem çok sık yapardı bu böreği. Bizde severek ayıla bayıla yerdik. Çok uzun zaman oldu tadını unutmuşum. Gittiğim bir misafirlikte tesadüfen tadını baktığım beni çocukluğuma götüren bir tat olunca sizinle paylaşmak istedim tarifini. Çok güzel bir tadı olan ve yemeye neredeyse doyulamayan bir tat. Yapımı da çok kolay olan bir börek. Bildiğimiz haşlanmış nohut oluyor böreğin içinde. Yani iç malzemesi ezilmiş haşlanmış nohut tercihe göre biraz baharattan oluşuyor. Eşim normalde değişik tatlara kapalı biri olmasına rağmen nohutlu böreği çok severek yemişti. Çocuklara belki biraz değişik gelse de zamanla alışabilecekleri bir tat. Şimdi gelelim bu güzel ve enfes böreğin kolay olan yapım aşamalarına.

Malzemeler:

-Yufka. Yapacağınız miktara göre sayısı ayarlanabilir. Tercihe bağlı olarak ev yapımı ya da hazır yufka kullanılabilir.

-Bir kase haşlanmış iyice ezilmiş nohut.

- pul biber

- karabiber

-tuz

-sıvı yağ. Tercihe göre zeytinyağı ya da ay çiçek yağı olabilir.

-temiz içme suyu

-bir bardak yoğurt

 

Yapılışı:

Su, sıvı yağ, yoğurt ve tuzu homojen bir karışım yapalım. Nohut ve baharatları iyice karıştıralım. Karabiber, pul biber ve az miktarda tuz haşlanmış ve ezilmiş nohutlarla iyice karıştırılmalı. Tezgaha serdiğimiz yufkaların üzerine önce hazırladığımız yoğurtlu karışımı yayalım ve nohutları iç malzemesi olarak koyarak börekleri sararak şekil verelim. Tercihe göre istenilen şekil verilebilir. 180 derecede pişirelim.

Afiyet ve sağlıkla…