22 Aralık 2015 Salı

Mevlid Kandili

17 Aralık 2015 Perşembe

ŞEBİ ARUS

Düğün gecesi... Hz. mevlananın sevgiliye kavuşma gecesine verdiği isim. Yüce yaratıcısına kavuşma gecesi Mevlananın şebi arus. Bu nedenle aralık ayının her yıl 17si geldiğinde Konya'da Mevlanayı anmak için Şeb-i Arus törenleri yapılıyor.
Şebi Arus hakkında kısa bir açıklama yapmak gerekirse; Farsça şeb gece demek; Arapça arus düğün demek. Mevlevilikte şebi arus Mevlana Celaleddin Ruminin öldüğü gece olarak anılır. Mevlana Celaleddin Ruminin ölüm yıl dönemi olan 17 aralık ve bu güne denk gelen hafta her sene

9 Ekim 2015 Cuma

DIŞLANMAK


İnsan doğasına en ağır ve en acı gelen bir kavramdır sanırım dışlanmak. Anlatması her ne kadar bir çırpıda olsa da yaşaması ve sindirmesi en az bir o kadar zordur. Sevilmemek ya da istenmemekle aynı değere sahip gibi görünse de dışlanmak daha derin bir kavramdır aslında.

Arkadaş ortamında dışlanmak, aile içinde dışlanmak ya da gruptan dışlanmak… Kulağa ne kadar da acı geliyor değil mi? İnsan neden dışlanır ki? Görüntüsü için mi? Farklılığı için mi? Ya da kıskanıldığı için olabilir mi acaba? Çok mu egoist oldu sonuncusu?   

Aslında hiç de ego tatmin edici bir soru değil bence dibine kadar dışlanmanın sebebi tam anlamı ile KISKANMAK aslında. Kıskandığımız ve çekemediğimiz kişileri dışlarız yani bir nevi yok sayarız. Çekemediğimiz kişilerin sürekli gözümüzün önünde olması bizi fazlası ile gerer ve sinir eder bu nedenle birçok davete ve özel gün toplantılarına çağırmayız ve davet etmeyiz. Olur da yanlışlık ile dışladığımız kişilerle böyle ortamlarda bir araya gelmek zorunda kalırsak eğer her fırsatta onları ezmeye çalışır ve dışlanır. Onlarla alay eder, inceden bir laf sokma ve aşağılama eğilimine girereiz yani özetle onları dışlarız…

Ne acı!! Dışlanan olmakta acı dışlayan olmakta acı.. Dışlanan olarak sevilmiyor olmak acı. Dışlayan olarak da taş gibi bir kalbe sahip olmak çok acı…

Ne diyelim bol seven ve sevilen olmak ümidi ile dışlayan ve dışlanan olmamak dileği ile…

 

1 Eylül 2015 Salı

EYLÜL

EYLÜL......
Günlerden eylül... Bir sonbahar zamanı... Güzel bir yaz sonu... Yeni bir kış başlangıcı... Yeni sezon... Yeni dönem... Yeni bir okul mevsimi...
Ne kadar güzel yaaa....
Güzel bir tatil sonrası güzel bir okul sezonu olur inşallah. Öğretmenler yeni bir dönem hazırlığına başlıyor bugün. Öğrenciler ise biten bir yazın burukluğu ile yeni bir döneme merhaba deme heyecanında...
Bir üst sınıfa geçenler büyümenin verdiği heyecanda; yeni bir okula başlayanlarda yeni okulunun hazzında... Kayıtlar yapılmaya başlandı. Okul alış- veriş heyecanı sarmaya başladı yeni okula hatta birinci sınıfa ve anaokuluna yeni başlayacak olan çocuklara...
Birinci sınıfa başlayacak olan çocuklarda ayrı bir heyecan oluyor velilerde daha başka ayrı bir heyecan oluyor. Her yeni başlangıcın güzel bir heyecan olması gayet doğal ama bu ilk olunca işler tamamı ile değişiyor. Okula başlama heyecanı ve ilk olarak okula başlama heyecanı bambaşka telaşlar aslında. İlk defa okumaya geçilecek ve ilk olarak okula başlanacağı için farklı, güzel ve tadına doyulmaz duygular yaşanıyor.
Yeni bir okula başlayanlar içinde durum aynı gibi görünüyor. Ama bu yeni başlanan okul sınav ile kazanılmış bir okul ise heyecanı tarif bile edilemez bir durum oluyor. Okul, arkadaşlar ve öğretmenler yeni olsa da okulu çalışarak kazanma bambaşka bir duygu.
Bu nedenle eylül başka bir güzel yenilikler konusunda.. Yaşanılır güzel bir eylül olsun inşallah.

23 Temmuz 2015 Perşembe

YULAF EZMELİ PANKEK


YULAF EZMELİ PANKEK

Pankek modası başlamışken ben değişik tarifler vermeye devam ediyorum. Farklı tatlar ve farklı lezzetlerle pankek tarifleri denemeye hep birlikte devam. Yulaf ezmesini sütün içinde her ne kadar sevmesem de bebek maması gibi gelse de yulaflı tarifleri çok seviyorum. Yulaf ezmeli bisküvi, yulaf ezmeli kek, yulaf ezmeli ekmek gibi yulaf ezmeli değişik birçok tarif denedim. Sanırım sıra artık tuzlulardan önce son tariflere geliyor. Pankek içinde de fena durmadı yulaf ezmesi ama halen benim favorim yulaf ezmeli kurabiye. Ama yine de değişik tarif sevenler için mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Gelelim asıl şimdi tarife…

Malzemeler:

  • Bir fincan yulaf ezmesi
  • Bir fincan pudra şekeri (tercihe göre pudra şekeri oranı arttırılabilir veya azaltılabilir.)
  • Bir yumurta
  • Bir çay bardağı süt
  • Bir çay bardağı un (daha öncede tercih ettiğim gibi beyaz un birinci önceliğim.)
  • Bir çay kaşığı kabartma tozu
  • Bir yemek kaşığı sıvı yağ

Yapılışı:

Pudra şekeri ve yumurta iyice çırpılır. Süt ve yağ eklenir ve çırpılmaya devam edilir. Yulaf ezmesi kabartma tozu da eklenerek çırpmaya devam edilir. En son yavaş yavaş un eklenir ve akışkan bir hamur elde edilir. Pankek tavası az yağlanır ya da tercihe göre yağlanmaz bir buçuk kaşık sıvı hamurdan dökülür ve kızarana kadar pişirilir.

Afiyet ve sağlıkla…

22 Temmuz 2015 Çarşamba

KALEM BÖREK


KALEM BÖREK

Kalem börek, kalem börek benim küçük oğlanın sürekli ağzında… ‘Okulda kalem börek yedik anne bana kalem börek yapar mısın?’ En sonunda okuldan öğrendim artık kalem börek nedir neyin nesidir diye.. Meğerse bildiğimiz sigara böreğiymiş. Ama helal olsun adı sigaradan daha güzel. Tadı belki aynı ama adı destanlaştı bizim evde. Yapımını çok uzun uzun anlatmaya gerek yok aslında. Malum hepimiz çocukluğumuzun bir dönemi bu lezzetle karşılaştık hatta onunla büyüdük desem yalan olmaz. Bu nedenle tarif için çok zaman harcamaya gerek yok. Ama yine de kısaca girelim tarife isterseniz.

Malzemeler:

  • El açması olurda daha iyi olur ama benim için her zaman öncelik hazır yufka (malum ben yufka açmayı bilmediğim için birazda mecbur oluyor benim için.)
  • Hazır yufkayı tercihe göre üç, dört ya da altı adet
  • İç malzeme ki lor olabilir, beyaz peynir olabilir, haşlanmış patates olabilir ya da çökelekli maydanoz, dereotu ya da ıspanak veya pazı olabilir. İç malzemesi tamamen kişisel tercih
  • Sıvı yağ

Yapılışı:

Ben bu sefer ince olmasın daha kalın olsun diye yufkaları dörde böldüm. Dört eşit parçaya bölünmüş yufkaların her tarafına eşit oranda iç malzeme serptikten sonra üçgenin ince köşesine doğru sağdan ve soldan içe doğru katlanmış yufkaları sarıyoruz. Açılmasın diye ucunu su ile yapıştırıp kızgın yağda pembeleşene kadar pişiriyoruz. İşte bu kadar.

Afiyet ve sağlıkla…

17 Temmuz 2015 Cuma

cuma

CUMA SAATİ


Mü'minin bayramıdır cuma, duaların kabulü, mübarektir, berekettir, sevgidir. Cuma Müslümanın en kutlu, en mutlu günüdür. Şimdilerde pek kıymeti bilinmese  de eskiden tam bir bayram havasında kutlanırmış cumalar. Tam bir şenlik, tam bir karnaval havası imiş eskiden cumalar. sevmeler bol, dualar bol,

15 Temmuz 2015 Çarşamba

ACI OT




Merhabalar...
Yine otlu bir tarif. Yöresel bir yemek hatta yakın coğrafyalarda bile farklı pişirilen bir tarif.
Acı ot sarmaşık bıcık da denilen bu bitki türü egenin her dağlık ve taşlık yöresinde bulunuyor.
İzmir de özellikle pazarda bile bu bitkiye rastlamak mümkün. Hatta hafta sonu gittiğiniz dağlık piknik yerlerinde bile azıcık dolaşarak rahatlıkla bulabilirsiniz.
Gelelim tarife..

Malzemeler:

Bir ya da iki demet sarmaşık
üç büyük boy pırasa yaprağı
İki baş soğan
bayat ekmek
zeytin yağı bir su bardağı kadar
tuz

Yapılışı:

Önce pırasa yaprakları güzelce yıkanır ve ince ince doğranır.
İki baş soğan da kabuklarından temizlenip ince ince kıyılır. Ben yarım ay şeklinde 
doğramayı seviyorum ama yemeklik de doğranabilir.
Kuru soğan ve pırasa derin bir tavaya alınarak kavrulur.
Önceden ayıklanıp yıkanmış sarmaşık kuru bir havlu yardımı ile güzelce kurutulur ve biraz dinlendirildikten sonra ince ince kıyılır. Islak olarak ve dinlenmeden doğranan sarmaşıkların tadı ne yazık ki acımsı oluyor bu nedenle iyice kurutmak gerekli.
Kavrulan malzemelere eklenir. Yumuşayan sarmaşıklara bayat ekmekler de eklenerek biraz daha tavada karıştırılır.
Ocaktan alınarak servis yapılır.
Afiyet ve sağlıkla...

24 Haziran 2015 Çarşamba

PANCAR KAVURMASI



Bir ege hatta İzmir yemeği ile yeniden merhaba...
Pancar kavurması hem lezzetli hem de görsel olarak şık bir yemektir bizim buralarda.
Neredeyse yılın her ayı pancar bulmak gayet kolay buralarda. Ama özellikle kış aylarının olmazsa olmazı bence. Hem yemek hem de salata olarak sunulabilecek güzel bir ara sıcak aslında.
Sarımsaklı yoğurt eklendiği için görsel anlamda salata grubunda da sayılabilir. Yapımı da gayet kolay salında. Malzemesi uygun fiyatlı yapması kolay. Gelelim tarife.

Malzemeler:

Bir kilo pancar
Bir kaşık salça
bir su bardağı kadar zeytin yağı
tuz

Servis için:

Sarımsaklı yoğurt

Yapılışı:

Önce pancarlar güzelce yıkanır ve yaprakları ayıklanır. Düdüklü tencerede pancarlar yumuşayana kadar haşlanır. Haşlanan yumuşamış pancarların kabukları el yardımı ile soyulur. Kabukları soyulan pancarlar rendelenir. Tavaya yağ ve salça konulur az biraz kavrulur. Bu esnada pancar yaprağı ince ince kıyılarak önden kavrulabilir tercihen. Rendelenen pancar tavaya eklenir ve kavrulur. Tuzu eklenir. Suyunu çok çektirmeden kavrulur ve ocaktan alınır.
Soğuyan pancar kavurmasına sarımsaklı yoğurt eklenerek servis yapılır.
Afiyet ve sağlıkla...


21 Haziran 2015 Pazar

BABALAR GÜNÜ


BABALAR GÜNÜ

Baba… Anne kadar kulağa sıcak, yakın ve sevimli gelmese de hatta biraz resmi bir söylemi olsa da baba sevginin bir diğer adıdır aslında… Annelerden daha sevgi dolu, daha korumacı ve yufka yüreklidirler babalar… Sıcacık yuvanın çatısıdır onlar… Çatı olmadan nasıl yuva olmuyorsa evler; baba olmadan da aile olunmuyor ne yazık ki… Çatısız evlerin korunmasız, soğuk ve yakıcı olduğu gibi babasız evlerde korumasız ve soğuktur. Duvarlar üstüne gelir, boğuk, sıkıcı ve eksiktirler…

Babalar o resmi duruşları ardında kocaman sımsıcak bir yüreğe sahiptirler ama nedense bir türlü açığa çıkaramazlar o sıcacık sevgi dolu yüreklerini… Çok severler, çok kızarlar ama bir türlü ortayı tutturamazlar nedense…

İlk emekleme, ilk yürümede görünmeyen destek olan babaların ilk bisiklete binme denemelerindeki çabaları asla unutulamaz. Annelerden daha çok destekçi ve daha yüreklendirmecidirler. O alıştırmalarda babalar olmasa her çocuk büyüdüğünde anne yüreğinden dolayı özgüvensiz bireyler olur aslında…  İlk uçurtma genellikle baba ile uçurulur, ilk bisiklet, ilk araba denemelerinde babalar başroldedir. Hatta artık değişen doğum tekniklerinden dolayı hayata ilk merhabayı baba ile birlikte yaşıyor bebekler. Birçok ilki anne ile yaşıyor olsa da çocuklar aslında görünmeyen ve unutulmayan ilkleri babaları ile yaşıyorlar…

Bize hayatı öğreten ve yaşamda en büyük desteğimiz olan babalarımızı unutmayalım ve bu babalar gününde ziyaret edelim inşallah…

 

19 Mayıs 2015 Salı

19 MAYIS





On dokuz mayıs bin dokuz yüz on dokuz… Mustafa Kemal Paşa’nın dokuzuncu ordu müfettişi olarak Anadolu’ya Samsun’dan ayak bastığı ve Milli Mücadeleyi başlattığı gün.

Ve bu gün kutlanan Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı… Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı her sene Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde milli bayram olarak kutlanır. On dokuz mayıs bin dokuz yüz on dokuz tarihinde Mustafa Kemal Atatürk Bandırma Vapuruna binerek Samsun’a çıktı. Mustafa Kemal Atatürk Samsun’dan İtilaf Devletlerinin işgali altındaki yurdumuzu kurtarmak için Kurtuluş Savaşını başlattığı gün olarak kabul edilir. Mustafa Kemal Atatürk on dokuz mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını Türk gençliğine armağan etmiştir.

Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa yirmi dört mayıs bin dokuz yüz otuz beşteki Atatürk Günü olarak kutlanmıştır. Yirmi haziran bin dokuz yüz otuz sekiz yılında aynı adlı kanunla Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmıştır. On iki eylül darbesinden sonra Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı adını almıştır. Her yıl Gençlikten Atatürk Sevgisi ile Cumhurbaşkanına yazılı Sevgi Bayrağı Cumhurbaşkanına götürülmek üzere genç atletlerce Samsun’dan yola çıkarak Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir ve Kırıkkale’yi geçerek on dokuz mayıs günü Ankara’da Cumhurbaşkanına sunulur.

Her yıl büyük coşku ile kutlanan on dokuz mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun…