30 Haziran 2013 Pazar

RAMAZAN ORUCU

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).
Ramazan ayı ki, insanlar için hidayete erdirici (hidayete erme, Allah'a ulaşma vesilesi) ve beyyineler (açık deliller ve ispat vasıtaları) ve Furkan (hakkı bâtıldan ayırıcı) olarak Kur'ân, Hüda tarafından onda (o ayın içinde) indirildi. Artık içinizden kim bu aya (yetişir de ramazan ayını görüp) şahit olursa o zaman onu, oruç tutarak geçirsin. Ve kim, hasta veya yolculukta olursa, o taktirde (tutamadığı günlerin sayısı) diğer günlerde (oruç tutarak) tamamlanır. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. (Size bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayet erdirdiği şeye karşılık (sizin de) Allah'ı tekbir etmeniz (yüceltmeniz) içindir. Umulur ki böylece siz (bütün bu kolaylıklara) şükredersiniz.

 ( İmam İskender Ali Mahir den alıntı)

           Ramazan...Kelime manası yanmak demek..Ramazan ayında oruç tutanların günahları yanar , yok olur.
           Oruç....İslamın beş şartından biri...İmsak vaktinden ( tan yeri ağarmaya başladığı andan) akşam namazına kadar ( güneşin batma zamanı) olan vakit arasında ALLAH rızası için yememek , içmemek , cinsi münasebette bulunmamak...
          Müslümanların akil baliğ olan hepsine farzdır...
          Oruç hicretin ondokuzuncu ayında , Bedr gazasından bir ay önce ve Şaban ayının onuncu günü farz kılındı.
          Orucun farzları: niyet etmek ( orucun başlama ve bitiş zamanları arasında yapılır.) ve orucu bozan şeylerden sakınmak..
           İslam kolaylık dinidir.Oruç içinde kolaylık vardır.Hasta , hamile kadın , süt veren kadın ve asker orucu tutamayıp bu durumları geçtikten sonra kaza edebilir. 
          Ramazana ve bereketine ulaşırız inşaallah...

29 Haziran 2013 Cumartesi

ASMA YAPRAĞI





           Asma yaprağının içeriğinde bir çok mineral ve vitamin vardır.Bunların başlıcaları : c vitamini , A vitamini , folik asit , demir , fosfor , magnezyumdur..
            Tabii bu kadar faydalı vitamin ve minerali içinde barındıran asma yaprağının faydaları da saymakla bitmez...
             Hafızayı destekler , bağışıklığı güçlendirir , demir eksikliği tedavisini destekler , büyüme ve gelişmeyi destekler , kemikler ve dişlerin büyümesini ve gelişimini destekler , böbrek ve barsak fonksiyonlarını düzenler , dolaşımı düzenler , kalp krizi riskini azaltır , adet ağrılarını ve  baş ağrısını azaltır , tansiyonu ve kandaki şekeri düzenler ,kas gevşetici özelliği ve antideprasan etkisi vardır.
          Bu kadar faydalı asma yaprağını taze olarak tüketmekte önemli..Taze olarak yenilen asma yaprağındaki folik asit ve c vitaminini de vücudumuz kullanır.Demir c vitamini ile birlikte alındığında demir eksikliğini giderir.Demir ve folik asit birlikte alındığında da hafızayı destekler.Bol miktarda lif içerdiğinden sindirim sistemini düzenler.Uzun süreli düzenli tüketildiğinde kabızlığa iyi gelir.
Asma yaprağı sarma olarak tüketildiği gibi salatalarda ve yemeklerde kullanılabilir.

27 Haziran 2013 Perşembe

Bu gün günlerden sıcak...

  • Havalar iyice ısındı ve bazen o kadar dayanılmaz sıcak oluyor ki ne yapacağımızı şaşırıyoruz.. Soğu su içiyoruz , soğuk duş alıyoruz , klimanın önünden ayrılamıyoruz , fazla dışarı çıkmamaya çalışıyoruz. Aslında çoğumuz böyle durumlarda nasıl davranacağını bilmiyor.Bunaltıcı sıcaklarda belki bize çare olur diye uzmanlara kulak verelim bu yazımızda ve İstanbul Tıp Fakültesi Hidroklimatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle bu konuda neler demiş bir bakalım:
  • ILIK SU İÇİN: Midenin ısısı 38 derecedir. Sıcaklarda serinlemek için buzlu su içildiğinde onu ısıtmak için midenin ısısı yükselir ve bu bir süre sonra size terleme sıcak basması olarak geri döner. En doğrusu ılık su içmektir. Ilık su ile serinleyemiyorum diyenler, suyun sıcaklığını 14 derecede tutabilirler. Önerimiz 24 hatta 28 derece suyu içmek için bünyeyi alıştırmaktır. Sıcak bölge insanları bu ritme alışıktır ve hiçbir zaman soğuk su içmezler.
  • GÜNDE 20 BARDAK SU: Biz normalde herkese 2.5 litre su öneriyoruz yaklaşık 10 bardak ama sıcaklarda hele fiziksel aktivite yapılan işlerde bunun 4.5 litreye çıkması gerekir ki bu da ortalama 20 bardaktır. Bunu içmek için susamayı beklemeyin. Özellikle yaşlandığınızda çok daha az susarsınız bu nedenle elinizden su şişesini eksik etmeyin.
  • MİNERALLİ SU İÇİN. Mineralli su son derece faydalıdır. Sodadan bahsetmiyoruz ama maden sularının etkisinden özellikle sıcaklarda yararlanmak gerekir. Günde içilmesi gereken 4.5 litre suyun en azından bir litresi mutlaka mineralli su olsun ki sıcaklar nedeniyle vücuttan eksilen mineraller yerine konulabilsin. Maden sularını tek başına içmeyi sevmeyenler meyve suları ya da ayranla karıştırabilirler.
  • KAHVEYİ SU İLE İÇİN: Sıcaklarda içilmesi önerilmeyen içecekler arasında kahve ve alkol vardır. Çayı tavsiye ediyoruz ancak içinde kafein bulunduğu için kahve tüketiminin azalmasını öneriyoruz. Günde en fazla iki fincan kahve için onu da su ile içmenizi öneririm.
  • ÜÇ RENK MEYVE YİYİN: Yaz sıcaklarında artan su ihtiyacınızı meyve yiyerek de karşılayabilirsiniz. Ama meyvelerin içindeki şeker miktarını ayarlamak için dikkatli olunması gerekir. Günde üç değişik renk meyve yenilmesini tavsiye ediyorum. Karpuz, kavun özellikle önerdiğimiz meyvelerdir.
  •  ILIK SU İLE DUŞ ALIN:. Gün içinde sıcaklardan çok bunaldıysanız ve acil serinlemek istiyorsanız ilk gördüğünüz soğuk suya sarılmak yerine vücudun uç bölgelerine su dökün. Burda da suyun ılık olmasına dikkat edin. Sıcaklarda soğuk su ile banyo yapmayı zaten tavsiye etmiyoruz.
  • Sabah

26 Haziran 2013 Çarşamba

Ne pişirsem diyen hanımlara...

         Hanımlar bu gün akşam için ne pişirsek diyenleriniz için bir kaç menü önerim var.
biz bayanların en sıkıntılı zamanlarıdır değil mi ne pişirsem diye düşünmek. eskiler boşuna dememiş kadınları akşam yemeği kocatır diye. Bir de çalışan bayan iseniz işiniz daha da zordur. ya akşamdan hazırlamak gerek bir sonraki günün yemeğini ya da işten yorgun argın gelip durup dinlenmeden pişirmektir o günün yemeğini ama ne yazık ki her ikisi de zor tabii ki. Hazır yemekte nereye kadar ki. İnsan her gün dışardan yese de belli bir zaman sonra mutlaka sıkılır sürekli dışarıdan yemeye. Her ne kadar ev yemeği de olsa dışarıda yenen yemek yine de evde kaynayan çorbanın yerini tutmuyor benim için. Hasta ve çok çok yorgun değilsem eğer mutlaka kendim yaparım yemeği. Önemli olan o gün pişirilecek yemeğin adının konmuş olmasıdır benim için. ne yapacağım belli ise çok kolaydır yemek yapmak. bu nedenle sizin de işinizi kolaylaştırmak adına bazen yemek listesi ve yemek menüsü vereceğim inşallah size. Umuyorum ki işinize yarayacaktır. şimdiden kolay gelsin ve size ve sevdiklerinize afiyet bal şeker olsun inşallah.
Şehriye çorbası , çığırtma( http://enesemin.blogcu.com/cigirtma/13876293 ) , pilav yoğurt.
Ezogelin çorba , tavuk köftesi , bulgur pilavı , yoğurt.                              
Domates çorbası , musakka , pilav , cacık...
Tatlı olarak ta hafif bir sütlü tatlı : supangle ( http://gurmesen.blogcu.com/supangle/13878527 ) Bloglardaki tarifler denenmiştir.(Blogların her ikisi de benim bloğumdur.) Şimdiden kolay gelsin hanımlar.. Tabi ellerinize sağlık.. Afiyet olsun...

25 Haziran 2013 Salı

ALERJİ

              Vücudun değişik sistemlerinde oluşabilen alerji yerine göre tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor..
              Bilinen en yaygı alerji tipleri; alerjik nezle, göz nezlesi, astım, arı alerjisi, ilaç alerjisi, besin alerjisi vb.dir.. Sebebi ise polenler , toz , ev tozu akarı, evcil hayvan, besinler, ilaçlar ... Sayabileceğimiz daha bir çok sebepleri var alerjilerin...
            Grip alerjiyi tetikleyen önemli bir etken ve ne yazık ki alerji ile bağlantı kurulamadan ağır ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılıyor. Gribin ve alerjinin birbirine benzer etkileri de karıştırılmasına sebep olabiliyor.. Burun akıntısı, öksürük, burun tıkanıklığı, öksürük, nefes darlığı, hapşırma bilindiği gibi gribin belirtileri ama uzun süreli geçmeyen bu belirtiler alerjiyi de akla getirmeli... İşinin uzmanı iyi bir hekimde bitiyor yine olay.. Ama özellikle çocuklarda atlanılmaması gereken bir konu...
Çünkü çocuk hastalığı büyük birinin hastalığından çok daha zor oluyor. Çocuklar her ilacı rahatlıkla kullanamıyor ve özellikle hap gibi kapsüllü ilaçları yutmakta zorlanıyorlar. Şurup içmek istemeyen bir çok çocuk var. yazık zaten ateş onlarda iyice iştah azalmasına sebep olduğu için çocuklar ilaçlara karşı daha bir ön yargı ile yaklaşıyorlar. İlaçları aç karnına içirsen bir dert içirmesen bir dert yani çocuk hastalığı gerçekten çok zor. alerjik hastalıklar çocukları daha da yıprattığı için bu dönemlerde yani alerjenlerin ortalıklarda çok dolaştığı zamanlar da çocuklar çok dışarı çıkmamalı.
İnşallah alerjisiz bol sağlıklı günler olsun sizlere...         

24 Haziran 2013 Pazartesi

SUBLİMİNAL MESAJ , 25.KARE

Hayatımızın her yerine giren subliminal mesaj kavramını eminim bir çoğunuz duymadı..Ama hayatımıza o kadar çok işletilmiş ki bu mesajlar neredeyse yaptığımız her şeyin kaynağındalar.. Gelelim neymiş acaba bu subliminal mesaj?Bir objenin içine gizlenmiş mesaj olarak adlandırılıyor..Özellikle de çizgi filmlere gizlenen özel mesajlar..Özel ve çocuklarımızın yani yarınımızın beynini yıkayan abuk subuk mesajlar... Kubilay Aktaş ın Kur'an terapisi kitabını okuyana kadar sadece çizgi filmlerde olduğunu düşünüyor ve sadece çocuklarımızın beyninin yıkandığını sanıyordum..Ama aslında sadece çocuklarımızı değil bizi de en az onlar kadar etkiliyor bu mesajlar..Subliminal mesaj sadece çizgi filmlere değil tüm filmlere hatta müziklere bile yerleştiriliyor 25. kare olarak..İnsan beyni saniyede sadece 24 kare görebiliyor.eğer buna bir 25. kare ekler ve bu kareye neyi yaptırmak istiyorsak onu yazar yada resimlersek başarılı oluruz..Çünkü beynimiz sadece 24 kareyi bilinçli olarak algılıyor 24 kareden sonrasını gözümüz tarayıp bilinçaltımıza atıyor.Ve bilinçaltımız bizi yönlendiriyor.Mesela bir reklam izlediniz.25. karesinde her hangi bir ürünü alın yazıyor ya da ürünün logosu yayınlanıyor ise siz onu gördükten sonra o ürüne karşı sempati duyuyorsunuz yada ihtiyaç hissettiğinizde ilk o marka aklınıza geliyor... Ya da markete gidiyoruz sadece su almak için..Markette çalan müziğin 25. karesinde 'daha çok al , onuda al hepsini al' gibi bir komut varsa (ki genellikle bir çok büyük markette var.) bir bakıyoruz marketten çıktığımızda su hariç kocaman kocaman içi tıka pasa dolu poşetler... Film , reklam izlerken yada müzik dinlerken farkedilmesi neredeyse imkansız olan 25. kareyi göremesek yada duyamasak ta bilinçaltımıza işliyor...Bilinçli olarak değil de bilinçsiz olarak neler neler öğreniyoruz.Öğrenmekle kalmıyor yaşatılıyoruz.. Nete 25. kare yada subliminal msj yazarsanız daha ayrıntılı resimli örnekler bulabilirsiniz...

22 Haziran 2013 Cumartesi

YİNE YOLLAR

Yine uzun bir yolculuk.. Hava yine çok sıcak ve yine bir kavuşma... Hava o kadar çok sıcak ki...Yol buharlaşıyor sanki...Sanki görünmeyen bir ateş sarıyor siyah kavuşmaları.. Sanki yakıcılığı kavuruyor yürekleri.. Varlığı sancı ; yokluğu buruk bir hüzün sanki.. Ağlamakla gülmek arası bir gidiş geliş sanki.. Sevmekle nefret arası... Gitmekle kalmak.. Durmakla sabredememek... Havanın yakıcılığı kavuruyor yürekleri...Kavuşmanın heyecanı ayaklarda bir titreme ile birlikte...Sabırsızlık hat safhada.. Ayrılık yazılı alınlarda... Geride kalanlara mı yansak, bizi bekleyenlere mi sevinsek.. Gözler yenilikler peşinde... Yürek eskilerde kalmış... Manzara asılı havada... Bir hiçliği yaşıyor sanki... yokluğun varlığında bir hiçlik... Nasılda kıvranıyor sözcüklerde... Nasılda yok oluyor yokluğunda.. Yollar... Yeni vuslatlara gebe.. Eski ayrılıkları doğuruyor içinde...Yeni simalar kapıda... Eskileri silinmiş bir anı hafızada... Yollar... Dudaklarda bir tebessüm... Gözlerde bir hüzün... Yürekte bir acı... İçine bir burkulma çoğu zaman... Yollar... Söylenememiş bir şiir dudaklarda... Yazılamamış anı hafızalarda... Kendini arayan ama hiç bulamayacak olan yokluk şimdi yüreklerde...

20 Haziran 2013 Perşembe

MAVİ...BEBEK...ANNE...

Günlerden mavi bugün... Sevgilerden anne... Sevmelerden bebek kokusu... Ağlıyordu minik bebek. Kokusu silinmişti annesinin. Nerede olabilirdi? Altı ıslaktı ve karnı çok açtı. Ama annesi yoktu yanında.. Neredeydi sahiden? Duymuyor muydu bebeğini.. Yoktu yoktu işte gelmiyordu bir türlü.. Altındaki ıslaklık git gide acı veriyordu bebeğe.. Karnındaki boşluk dayanılmaz, çekilmez oluyordu her geçen saniye tıpkı minicik yüreğindeki boşluk gibi.. Gitmişti annesi gelmek bilmiyordu bir türlü.. Sevgisizdi şimdi bebek.. Kim sevecekti onu?. Kim ninnilerin kollarında sarmalayacaktı? Kim okşayacaktı saçlarını? Kim ihtiyaçlarını giderecekti? Yoktu yoktu işte annesi...Yüreğinde boşluk karnındaki açlığın gerisinde kalıyordu.. Yüreğindeki boşluğun acısı karnına vuruyordu.. Sesi daha da gür çıkıyordu.. Şimdi daha da yalnızdı. O kadar çok ağlıyordu ki kendi sesinin kimsesizliğine gömülmüştü.. Kendi çığlıklarının yalnızlığındaydı artık...Annesi yoktu.. Sevgisi yoktu.. Yapayalnızdı bebek... O da ne...aralanmış kapının oradan güneş doğuyordu sanki.. Vazgeçemediği alışkanlığı...Annesi...İşte tam karşısındaydı.. Duymuştu bebeğini.. Gelmişti kuzusunun yanına.. Minik yürek kavuşmuştu artık annesine.. Günlerden maviydi bugün.. Sevgilerden anne... Sevmelerden bebek kokusu.. Sevilmelerden kavuşması bebeğin annesine...

19 Haziran 2013 Çarşamba

merhaba






Merhaba yeniden yeni paylaşımlara... Yeni yazılara ve yazılacak olanlara. Bugün ne pişirsemlerden hangi hastalığa hangi bitkisel kürler iyi gelirlere... herkese yeniden merhaba...


İşinize yarayacak bir çok bilgi paylaşımına merhaba.
Ananelere, dedelere, annelere, babalara, ablalara, kardeşlere, öğretmenlere, hemşirelere, mühendislere merhaba.
Ve tabii ki adını yazamadığım tüm meslek elemanlarına merhaba..
yeni bir yüzüm bu bloggerda ama inşallah kalıcı olacağım ve çok iyi işler yapacağım. çok erken belki ama en güzel paylaşımlarla en çok tıklanan olacağım. Tabi yılmadan usanmadan çalışacağım inşallah.
Bu nedenle benim hayallerimi paylaşarak benimle hayallerimi yaşamak için lütfen takipte kalın.
afiyet ve sağlıkla inşallah...

Sünnet Yemeği=AZİRA...

             Adı üstünde sünnet..Tabi ciddi bir cerrahi işlem sonrası YARADANA şükür için sevdiklerle beraber yenilen güzel kalabalık bir yemek olmalı..Kimine göre sünnet yemeksiz olmaz...Kimine göre o adetlet artık eskidi...Dinen de vacip veya sünnet olarak kabul ediliyor azira.Ama her ne düşünce ile olursa olsun İsrafa kaçmadan verilmeli..
           Yörelere göre çeşitli menülerde:Keşkek , pilav-ayran , etli yemek , sarma , baklava gibi ayrı ayrı yada bir kaç yemekten oluşabiliyor.Tabi yemek esnasında eğlencede yapılıyor..Çocuğun erkekliğe adımını kutlamak maksadıyla.Küslerin barıştığı , uzun zamandır görüşmeyen akrabaların buluştuğu bir etkinlik azira....Güzel vakit geçirmek ve sevenlerle birlikte olmak da cabası...

18 Haziran 2013 Salı

sünnet=HİTAN....

             Uzun bir yol...Sevgi...Özlem...Heyecen...Mutluluk...Vuslat...Hepsi bir arada içiçe...
             Uzun bir yolun ardından oğluşuma kavuştum kavuşmasına ama biraz buruk bir kavuşma oldu..Çünkü ananede olan oğlum biz geldikten 1 saat sonra sünnet oldu..Siz tahmin edin artık.Ağlamadı ağlamasına ama can bu acıdı tabi biraz.Üzülmeyelim diye saklandı küçücük gözlerin içine acı..Bıçak açmadı minicik ağzı.Ufacık kalp okadar duyguyu bir çırpıda saklayıverdi birden...
              Çok şükür zor geçmedi ama ana yüreği çoook yandı olup bitenlere..ALLAH verir inş.anaya sabır evlada sabır dayanma gücü....
             Biraz sünnetten bahsetmek gerekirse ki ben sadece bir boyutunu ele almak istiyorum:Ne varsa eskide var galiba..Ameliyathane ortamına alışık olmayan ve rahatına düşkün oğlum için evde yapılmasına karar verdik sünnetin iyikide öyle olmuş.Sünnetçimizden çokta memnun kaldık..Gelmek istediğim nokta ise..Lazer ve sünnet..Uzmanlar gibi değinemem tabi ki olaya ama sünnetçinin sağlık bakanlığından imza ve onaylı belgesinden sonra gerçekten zararlı imiş dedim doğrusu...Çok derine inmeden basit bir net araştırmasıda yapabilirsiniz ; 2004de gelen yazıya göre lazerle sünnet dokularıda yakıp harabiyete neden olduğu için ilerde sorunlara sebep olabiliyormuş..Dediğim gibi uzman değilim ama merak edenler için nette ayrıntılı bilgi ve uzman görüşleri var..Bana göre sakın ama sakın lazerle sünnet yaptırılmamalı..Çok şükür biz atlattık..Darısı sünnet olacaklara...

17 Haziran 2013 Pazartesi

Bugün ne pişirsek?

           Bugün ne pişirsem diyenlere acizane bir fikir...
           Yemek seçmeyen ve benim gibi zevk için yemek yiyen biriyseniz işiniz çok kolay...Mutfakta yemeklik adına ne varsa oluşturmak için iyi bir fırsat sizin için...Ama ben bugün oluşturuculuğumu değil de geleneksel yemek alışkanlığımı kullanmak istiyorum...
            Patlıcanı sevmeyen çok nadirdir diye düşünüyorum..Benim en sevdiğim yaz sebzelerinden ve en çok kullandığım yemekliklerdendir patlıcan.Neredeyse her şeyini tattığım patlıcanın yemeği , kebabı , çorbası , salatası , turşusu , reçeli ve   tatlısı yapılmaktadır.Yaptığım her tarifi yeri geldikçe paylaşacağım inş.
             Gelelim bu günkü menümüze..Mercimek çorbası , patlıcan musakka ve pilav.Tarifleri yaptıktan sonra en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım inş..
              Şimdiden afiyet olsun.
              İyi , huzurlu , mutlu günler...

16 Haziran 2013 Pazar

pazar tatili....

     Herkese merhaba...

     Yeni gün...Yeni farkedilmiş eski blog...Yeni yazılar...Ve yeni yeni yeni....Ne kadar güzel yeniler...Ya eskimiş sandıklarımız ama hiç eskimeyen yenilerimiz...Ne acı 2011de varolmuş bir blog ve benim onu yeni farkedişim..Yepyeni bir sayfa ve yepyeni ben..Eskimiş ve adı unutulmuş onca bloğuma rağmen yeni heyecanlar içinde açmaya çalıştığım blogger  ve eskiyi yeni farkedişim...2 yıllık gecikmenin ardından yazmaya ve bloglamaya devam inş...
      Hoş geldim ben ve hoş geldi yeni yazılarım.. Yine yeni yineden merhaba.....