5 Ocak 2016 Salı

DİSLEKSİ


DİSLEKSİ

Toplumda en sık rastlanan öğrenme bozukluklarından birisidir disleksi. İlk defa 1896 yılında ingiliz bir doktor olan W. Pringle Morgan tarafından British Medical Journal ‘da yayımlanmıştır. Morgan makalesinde Percy isimli on dört yaşındaki erkek çocuğun çok zeki olduğunu, akranları ile oyunlarda kıyaslandığında her çocuktan daha pratik ve atik olduğunu ama okuyamadığından bahsetmektedir. O dönemde disleksinin bir tür görme kusuru olduğu üzerinde duruluyordu çünkü disleksi tanısı konulmuş bireylerin harfleri tersten okuduğu ya da karıştırdığı en belirgin özellikti. Tedavi amaçlı göz eğitimleri ön planda idi. Daha sonra yapılan çalışmalarda disleksinin göz kusurları ile ilgili bir rahatsızlık olmayıp dil sorunları ile beraber görüldüğü ortaya çıktı.

Disleksinin asıl sorunları dil ve hafıza ile ortaya çıkan bir öğrenme bozukluğudur. Disleksi olan kişiler dil ile ilgili derslerde sorun yaşarlar ve her şeyi unuturlar. Normal bireylerde öğrenme için beynin sol ön lobu kullanılırken disleksi olan bireyler beynin sol ön lobunu kullanamazlar. Günümüzde disleksi olan bireylerin sayısal zekaları diğerlerine göre çok yüksektir. Disleksi bireyler sayısal derslerde çok başarılı olurken sözel derslerde akranlarından çok geride kalıp başarısız olurlar. Ama bu onların sözel konularda zeki olmadığını göstermez aksine disleksi bireylerin normal kişilere göre iki kat daha fazla hayal güçleri vardır fakat kitaplarla araları pek iyi değildir. Bir kitabı anlamak için defalarca okumaları gerekir.

Disleksi olan insanlar dahi kişilerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder