12 Ocak 2016 Salı

DİSLEKSİ BELİRTİLERİ


Kelimeleri doğru okumakla ilgili olan disleksi, okumanın doğruluğu ve okumanın akıcılığı otomatik hale gelmediği zaman kendini gösteren bir durumdur. Dislektik çocuğun okuma güçlüğü belirtileri okuma yazma öğrenimi süreciyle tam olarak başlar diyebiliriz. Bu yüzden çocuk en az bir yıl eğitim alana kadar disleksi tanısı konulamaz. Ancak okuma yazma becerilerinin gelişimi için gerekli temel becerilerde gözlenen yetersizlikler, risk faktörü taşıyan bireylerin fark edilebilmesi için önemli ipuçlarıdır.Dislektik bir çocuk harfleri tanımada ve harfleri seslendirmede zorlanır aynı zamanda okumayı otomatikleştirmede ve çözümlemede de zorluklar yaşar. Dislektik öğrencilerin sesli okumaları akranlarına göre daha yavaştır. İlk defa gördükleri kelime ve cümleleri okumada sorun yaşarlar. Satırlar arası geçişleri yapamazlar veya bir sonraki satıra geçerken çok zorlanırlar. Disleksi çocuklar büyük harfleri ya kullanmazlar ya da yanlış yerde kullanırlar. Yazıları genellikle anlaşılamayacak kadar zordur. Disleksi yazılı anlama becerileri ile ilgili olmamasına rağmen okuma, anlama ve çözümlemede sorun yaşayan dislektik çocuklar zamanla anlamada da sorun yaşarlar. Dislektik çocuklar alfabedeki harf sırlarını, ayları, günleri, mevsimleri, yön, zaman kavramlarını ve çarpım tablosunu öğrenmede sorun yaşarlar. Yeni bir dil öğrenecek olan dislektik birey çok zorlanır. Çünkü anadilde yaşadığı sorunları otomatik olarak yeni öğrendiği dile aktarır. Bu nedenle öğreneceği dilde de anadilini öğrenirken yaşadığı yazım, çözümleme, heceleme, otomatikleşme, okuma ve öğrenme hatalarını yapar.

5 Ocak 2016 Salı

DİSLEKSİ


DİSLEKSİ

Toplumda en sık rastlanan öğrenme bozukluklarından birisidir disleksi. İlk defa 1896 yılında ingiliz bir doktor olan W. Pringle Morgan tarafından British Medical Journal ‘da yayımlanmıştır. Morgan makalesinde Percy isimli on dört yaşındaki erkek çocuğun çok zeki olduğunu, akranları ile oyunlarda kıyaslandığında her çocuktan daha pratik ve atik olduğunu ama okuyamadığından bahsetmektedir. O dönemde disleksinin bir tür görme kusuru olduğu üzerinde duruluyordu çünkü disleksi tanısı konulmuş bireylerin harfleri tersten okuduğu ya da karıştırdığı en belirgin özellikti. Tedavi amaçlı göz eğitimleri ön planda idi. Daha sonra yapılan çalışmalarda disleksinin göz kusurları ile ilgili bir rahatsızlık olmayıp dil sorunları ile beraber görüldüğü ortaya çıktı.

Disleksinin asıl sorunları dil ve hafıza ile ortaya çıkan bir öğrenme bozukluğudur. Disleksi olan kişiler dil ile ilgili derslerde sorun yaşarlar ve her şeyi unuturlar. Normal bireylerde öğrenme için beynin sol ön lobu kullanılırken disleksi olan bireyler beynin sol ön lobunu kullanamazlar. Günümüzde disleksi olan bireylerin sayısal zekaları diğerlerine göre çok yüksektir. Disleksi bireyler sayısal derslerde çok başarılı olurken sözel derslerde akranlarından çok geride kalıp başarısız olurlar. Ama bu onların sözel konularda zeki olmadığını göstermez aksine disleksi bireylerin normal kişilere göre iki kat daha fazla hayal güçleri vardır fakat kitaplarla araları pek iyi değildir. Bir kitabı anlamak için defalarca okumaları gerekir.

Disleksi olan insanlar dahi kişilerdir.

1 Ocak 2016 Cuma

1ocak


Yeni bir yıla daha merhaba dedik ve bu yeni yıl aynı zamanda güzel bir yılın başlangıcı olur inşallah… Acısı ile tatlısı ile bir güzel yılı da geride bıraktık maşallah. Ne mutluluklar yaşadık ne acılar paylaştık belki sevdiklerimiz ile. Takvim yapraklarını bir bir düşürdük yere. Mevsimler bir bir geçerken yıllarda birbirini kovalıyor ardı sıra. Bugün itibari ile bir yeni yıla başladık yine. Bu yılın hepimiz için hayırlara vesile olmasını temenni  ediyorum ben.

Aynı zamanda tarihte bugüne dönüp bakarsak Mekke’nin fethini de kutluyoruz aynı zamanda bu yeni yıl ile beraber. Nasıl mı şöyle ki anlatayım olayı; İslam peygamberi Hz. Muhammed (SAV), Hicret'in sekizinci yılı, ramazanın onuncu pazartesi günü on bin kişilik bir ordu ile Mekke’yi fethetmek üzere Medine'den yola çıktı. Bu tarihte miladi takvime göre 1 ocak 630 yılına denk gelmektedir. Mekke biz Müslümanlar için aslında insanlık için çok önemli ve çok kutsal sayılan bir mekandır. Onun içindir ki bu kutlu yerin fethi de bizim için çok çok önem arz etmektedir. Yurdumuzun değişik yerlerinde Mekke’nin fetih tarihi kabul edilen bu günde kutlama ve programlar düzenlenmektedir. Bizim için yani Müslümanlar için bayram sayılan bu günü Mekke’nin fethi olarak kutlamakta her hangi bir sakınca ben görmüyorum ama tabii ki amaçtan çokta sapmamak gerek diye düşünüyorum.