Yaşam adına herşey. . Yaşamın nabzını anlık tutanların blogu . Yemek, faydalı bilgiler , sağlıkla ilgili bilgiler, çocuklarla ilgili herşey,. Annelerin, meraklı beylerin, anneannelerin, ,babaannelerin ve yaşamayı , yaşatmayı sevenlerin buluştuğu blog..
3 Mayıs 2016 Salı
1 Nisan 2016 Cuma
3 Şubat 2016 Çarşamba
1 Şubat 2016 Pazartesi
12 Ocak 2016 Salı
DİSLEKSİ BELİRTİLERİ
Kelimeleri
doğru okumakla ilgili olan disleksi, okumanın doğruluğu ve okumanın akıcılığı
otomatik hale gelmediği zaman kendini gösteren bir durumdur. Dislektik çocuğun
okuma güçlüğü belirtileri okuma yazma öğrenimi süreciyle tam olarak başlar
diyebiliriz. Bu yüzden çocuk en az bir yıl eğitim alana kadar disleksi tanısı
konulamaz. Ancak okuma yazma becerilerinin gelişimi için gerekli temel becerilerde
gözlenen yetersizlikler, risk faktörü taşıyan bireylerin fark edilebilmesi için
önemli ipuçlarıdır.Dislektik bir çocuk harfleri tanımada ve harfleri
seslendirmede zorlanır aynı zamanda okumayı otomatikleştirmede ve çözümlemede
de zorluklar yaşar. Dislektik öğrencilerin sesli okumaları akranlarına göre
daha yavaştır. İlk defa gördükleri kelime ve cümleleri okumada sorun yaşarlar.
Satırlar arası geçişleri yapamazlar veya bir sonraki satıra geçerken çok
zorlanırlar. Disleksi çocuklar büyük harfleri ya kullanmazlar ya da yanlış
yerde kullanırlar. Yazıları genellikle anlaşılamayacak kadar zordur. Disleksi
yazılı anlama becerileri ile ilgili olmamasına rağmen okuma, anlama ve
çözümlemede sorun yaşayan dislektik çocuklar zamanla anlamada da sorun
yaşarlar. Dislektik çocuklar alfabedeki harf sırlarını, ayları, günleri,
mevsimleri, yön, zaman kavramlarını ve çarpım tablosunu öğrenmede sorun
yaşarlar. Yeni bir dil öğrenecek olan dislektik birey çok zorlanır. Çünkü
anadilde yaşadığı sorunları otomatik olarak yeni öğrendiği dile aktarır. Bu
nedenle öğreneceği dilde de anadilini öğrenirken yaşadığı yazım, çözümleme,
heceleme, otomatikleşme, okuma ve öğrenme hatalarını yapar.
5 Ocak 2016 Salı
DİSLEKSİ
DİSLEKSİ
Toplumda en
sık rastlanan öğrenme bozukluklarından birisidir disleksi. İlk defa 1896
yılında ingiliz bir doktor olan W. Pringle Morgan tarafından British Medical
Journal ‘da yayımlanmıştır. Morgan makalesinde Percy isimli on dört yaşındaki
erkek çocuğun çok zeki olduğunu, akranları ile oyunlarda kıyaslandığında her
çocuktan daha pratik ve atik olduğunu ama okuyamadığından bahsetmektedir. O
dönemde disleksinin bir tür görme kusuru olduğu üzerinde duruluyordu çünkü disleksi
tanısı konulmuş bireylerin harfleri tersten okuduğu ya da karıştırdığı en
belirgin özellikti. Tedavi amaçlı göz eğitimleri ön planda idi. Daha sonra
yapılan çalışmalarda disleksinin göz kusurları ile ilgili bir rahatsızlık
olmayıp dil sorunları ile beraber görüldüğü ortaya çıktı.
Disleksinin
asıl sorunları dil ve hafıza ile ortaya çıkan bir öğrenme bozukluğudur.
Disleksi olan kişiler dil ile ilgili derslerde sorun yaşarlar ve her şeyi
unuturlar. Normal bireylerde öğrenme için beynin sol ön lobu kullanılırken
disleksi olan bireyler beynin sol ön lobunu kullanamazlar. Günümüzde disleksi
olan bireylerin sayısal zekaları diğerlerine göre çok yüksektir. Disleksi
bireyler sayısal derslerde çok başarılı olurken sözel derslerde akranlarından
çok geride kalıp başarısız olurlar. Ama bu onların sözel konularda zeki
olmadığını göstermez aksine disleksi bireylerin normal kişilere göre iki kat
daha fazla hayal güçleri vardır fakat kitaplarla araları pek iyi değildir. Bir
kitabı anlamak için defalarca okumaları gerekir.
Disleksi
olan insanlar dahi kişilerdir.
1 Ocak 2016 Cuma
1ocak
Yeni bir yıla daha merhaba dedik ve bu yeni yıl aynı zamanda
güzel bir yılın başlangıcı olur inşallah… Acısı ile tatlısı ile bir güzel yılı
da geride bıraktık maşallah. Ne mutluluklar yaşadık ne acılar paylaştık belki
sevdiklerimiz ile. Takvim yapraklarını bir bir düşürdük yere. Mevsimler bir bir
geçerken yıllarda birbirini kovalıyor ardı sıra. Bugün itibari ile bir yeni
yıla başladık yine. Bu yılın hepimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ben.
Aynı zamanda tarihte bugüne dönüp bakarsak Mekke’nin fethini
de kutluyoruz aynı zamanda bu yeni yıl ile beraber. Nasıl mı şöyle ki anlatayım
olayı; İslam peygamberi Hz. Muhammed (SAV), Hicret'in sekizinci yılı, ramazanın
onuncu pazartesi günü on bin kişilik bir ordu ile Mekke’yi fethetmek üzere
Medine'den yola çıktı. Bu tarihte miladi takvime göre 1 ocak 630 yılına denk
gelmektedir. Mekke biz Müslümanlar için aslında insanlık için çok önemli ve çok
kutsal sayılan bir mekandır. Onun içindir ki bu kutlu yerin fethi de bizim için
çok çok önem arz etmektedir. Yurdumuzun değişik yerlerinde Mekke’nin fetih
tarihi kabul edilen bu günde kutlama ve programlar düzenlenmektedir. Bizim için
yani Müslümanlar için bayram sayılan bu günü Mekke’nin fethi olarak kutlamakta
her hangi bir sakınca ben görmüyorum ama tabii ki amaçtan çokta sapmamak gerek
diye düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)